Esas No: 2014/3689
Karar No: 2014/8214
Karar Tarihi: 17.06.2014
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/3689 Esas 2014/8214 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 14 - 2014/73792
MAHKEMESİ : Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 31.12.2013
NUMARASI : 2013/174 Esas, 2013/547 Karar
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Nüfus kaydına göre suç tarihi itibarıyla 15 yaşından küçük olan mağdurenin yaşına itiraz edilmiş olması da nazara alınarak, suçun oluşumuna ve niteliğini belirlemeye etkisi bakımından mağdurenin yaşı üzerinde durularak, merciinden doğum tutanağının onaylı sureti getirtilip, resmî bir sağlık kurumunda doğmadığının anlaşılması halinde, yaşını belirlemeye yönelik kemik grafileri çektirilip, tam teşekküllü bir hastaneden, içinde radyoloji uzmanının da bulunduğu sağlık kurulu raporu aldırılması, duraksama halinde Adli Tıp Kurumundan da görüş sorulup, mağdurenin suç tarihindeki yaşı bilimsel biçimde belirlendikten sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın cezası 5237 sayılı TCK.nın 103/6. maddesi uyarınca arttırılmış ise de, cebir ve tehdit olmaksızın gerçekleştirilen eylem nedeniyle sanığın kastettiğinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiği, TCK.nın 23. maddesi uyarınca gerçekleşen fakat kastetmediği, bu neticeden sanığın sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, somut olayda mağdurenin, dosya içeriğine göre sanıkla iki yıl boyunca arkadaşlık yapması, cebir, tehdit ve hile olmaksızın sanıkla cinsel ilişkiye girmesi şeklindeki eylem ile ilgili olarak sanığın dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, kişisel özellikleri, tarafların yaşları ve olayın gerçekleşme biçimi nazara
alındığında ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığı, meydana gelen bu zararın ancak TCK.nın 61. maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesinde alt sınırdan uzaklaşmada dikkate alınabileceği gözetilerek sanık hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.