Esas No: 2020/736
Karar No: 2020/5485
Karar Tarihi: 30.11.2020
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/736 Esas 2020/5485 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 09.10.2019 tarih ve 2015/83-2019/376 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin yargılama gideri yönünden davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “Leman” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalının, müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturacak biçimde yiyecek ve içecek hizmeti sunduğu işletmesinde “LEYMAN” ibaresini kullandığını, bu eylemin müvekkilinin marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğunu ileri sürerek, markaya tecavüzün tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, ref"ine, belirlenecek maddî tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirketçe cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, yargılama sürecinde davalı şirketin tasfiye sürecine girerek ticaret sicilinden terkin edildiği, bunun üzerine davacı şirkete davalı şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiği, davacı şirket vekilinin açıkça ihya davasını açmayacağını bildirmemesi sebebiyle taraf teşkilinin sağlanamadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili yargılama gideri yönünden temyiz etmiştir.
Dava, markaya tecavüzün tespiti, maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, taraf teşkilinin sağlanamadığından bahisle davanın usulden reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da tasfiye edilerek ticaret sicilden terkin edilen davalı şirket yararına yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Zira davalı şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilden terkinle birlikte son bulmuş olup, davalı şirket bu suretle taraf ehliyetini, bir başka deyişle haklara ve borçlara ehil olma niteliğini yitirmiştir. Yargılama giderleri ise taraflar lehine veya aleyhine hükmedilir. Bu itibarla, mahkeme kararının belirtilen gerekçelerle bozulması gerekse de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün yargılama giderleri bakımından düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan, “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen maddî istemler için hesap olunan takdiren 3.931,00 TL maktu reddedilen manevî istemler için hesap olunan takdiren 3.931,00 TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ve “Davalının yapmış olduğu temyiz ve karar düzeltme giderlerinden ibaret 371,15 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” kısımlarının hüküm fıkrasından tamamıyla çıkarılması suretiyle DÜZELTEREK ONANMASINA, 30.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.