Çocuğun nitelikli cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/7517 Esas 2014/7754 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/7517
Karar No: 2014/7754
Karar Tarihi: 10.06.2014

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/7517 Esas 2014/7754 Karar Sayılı İlamı

14. Ceza Dairesi         2013/7517 E.  ,  2014/7754 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama
    HÜKÜM : Sanık ...’ın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi

    hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetine, kasten yaralama suçundan açılan kamu davasının düşmesine, sanık ...’in beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetine ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanıklar ..., ... ve ...’nin çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraatlerine, sanık ..."in çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan beraatine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanıklar ... ve ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna yardım etmekten verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 5271 sayılı CMK.nın 231/12. maddesine göre itirazı kabil nitelikte olması nedeniyle CMK.nın 264. maddesi hükmü de gözetilerek mahallinde incelenmesi gerektiğinden, mağdurenin 23.03.2009 tarihinde alınan beyanında şikâyetçi olmadığı, mağdure ve vekilinin davada katılan sıfatını da almadıkları, mağdure zorunlu vekilinin davayı temyize hakkı bulunmadığı, anlaşıldığından ayrıca sanık ... ve müdafiin 30.11.2010 tarihinde tefhim olunan hükmü, CMUK.nın 310. maddesinin 1. fıkrasında öngörülen ve tefhimden başlayan bir haftalık süreden sonra sanık ...’in 30.04.2013 tarihli, sanık ... müdafiin ise 08.05.2013 havale tarihli dilekçelerle temyiz ettikleri anlaşıldığından, süresinden sonra vâki temyiz isteklerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 317. maddesi uyarınca reddiyle, temyiz incelemesinin sanık ... hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri ile ilgili olarak yapılmasına karar verilerek gereği düşünüldü:
    Sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
    Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    Sanık ... hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Yapılan yargılama sırasında İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kuruluna sevk edilerek muayenesi yapılan mağdure hakkında düzenlenen 23.11.2009 tarihli raporda, maruz kaldığı olaydan dolayı ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede travma sonrası stres bozukluğu gelişmesi nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunun bildirilmiş ve bu rapor esas alınarak sanığın cezası TCK.nın 103/6. maddesi uyarınca artırılmış ise de, cebir ve tehdit olmaksızın gerçekleştirilen eylem nedeniyle sanığın kastettiğinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiği, TCK.nın 23. maddesi uyarınca, gerçekleşen fakat kastetmediği bu neticeden sanığın sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, somut olayda 15 yaşını ikmal etmesine günler kalan mağdurenin, dosya içeriğine göre sanıkla daha önce 2 yıl boyunca arkadaşlık yapması, cebir, tehdit ve hile olmaksızın sanıkla birlikte kaçıp bir süre gayri resmi olarak evlilik hayatı yaşayıp, bu müddet zarfında da sanıkla cinsel ilişkiye girmesi şeklindeki eylem ile ilgili olarak sanığın dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, kişisel özellikleri, tarafların yaşları ve olayın gerçekleşme biçimi nazara alındığında ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığı, meydana gelen bu zararın ancak TCK.nın 61. maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesinde alt sınırdan uzaklaşmada dikkate alınabileceği gözetilerek sanık hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiin itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 325. maddesi uyarınca kararı süresinde temyiz etmeyen sanık ... hakkında kurulan hükümlerede bozmanın sirayetine, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara