Esas No: 2016/1740
Karar No: 2016/5871
Karar Tarihi: 03.10.2016
213 sayılı Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/1740 Esas 2016/5871 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
İddianamenin .... ...... adresinde sanığa tebliğ edildiği, gerekçeli kararın ise 7201 sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca ....... adresinde sanığa tebliğ edildiği, 35. maddeye göre yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için daha önceden söz konusu adrese geçerli bir tebliğatın yapılmasının gerektiği fakat bu adrese daha önceden usulüne uygun olarak yapılmış tebligatın bulunmadığı, tebliğatın usulsüz olduğu anlaşılarak sanığın temyizinin süresinde olduğu kabul edilip yapılan incelemede;
I-) .....ve .... şirketlerinin sahte fatura düzenleyen şirketler olduğu, söz konusu şirketlerin düzenlemiş olduğu faturaların sahte olduğu sanığında söz konusu şirketlere ait faturaları defterinde kullanarak üzerine atılı sahte fatura kullanma suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sahte belge kullanılmasının suç sayılabilmesi için belgenin sahte olduğunun bilinmesi gerekir. Aksi halde suç manevi unsur itibariyle oluşmaz. Kullanılan belgenin sahteliğinin bilinip bilinmediği hususu kastın varlığının belirlenmesi yönünden araştırılacaktır. Ancak gerçek muamele veya duruma dayanmadığı anlaşılan belgenin sahteliği bilinerek kullanıldığı hususunu araştırmaya gerek olmayacaktır. Belgeyle belirlenen olay gerçek değilse alıp kullanan mükellefin sahteliği bildiği kabul edilecektir. Sanığın yapmış olduğu savunmasında; Antalya ilinde otel inşaatıyla uğraştığını bu nedenle bu malzemeleri aldığını ve bedellerini ödediğini buna yönelik elinde belgeler olduğunu beyan etmesi ve temyiz aşamasında söz konusu şirketlere ödemelerde bulunduğuna dair bonoların fotokopilerini sunmuş olması karşısında; faturaların gerçek alım satım karşılığı olup olmadığının tesbiti bakımından, mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve alıcının kasasından ya da banka hesabından herhangi bir para çıkışı olup olmadığı satıcı şirketin kasasına herhangi bir para girişi olup olmadığı tespiti ile söz konusu faturaları düzenleyen şirketlerin yetkililerinin beyanına başvurularak söz konusu malzemeleri sanığa gerçekten satıp satmadıkları araştırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulmuş olması,
II-) Sanığın eylemini aynı vergi döneminde gerçekleştirdiği ve eyleminin tek suç oluşturduğu, hakkında TCK 43. maddenin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
III-) T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 03.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.