Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2120 Esas 2021/5314 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2120
Karar No: 2021/5314

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2120 Esas 2021/5314 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/2120 E.  ,  2021/5314 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM


    Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
    Davacı, dava konusu 331 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının mirasbırakan ...’e ait olduğunu ancak tapu kaydında adının “Hacı Göl” olarak hatalı yazıldığını, dava konusu 520 parsel sayılı taşınmazın ½ payının adına kayıtlı olduğunu ancak tapu kaydında baba adının “Mustafa Hacı” olması gerekirken hatalı olarak “Hacı” olarak yer aldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece "...Hemen belirtilmelidir ki, yeni Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir. Bu nedenle, yeni Tapu Sicil Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup, değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağı yoktur. Bunun yanında, ilgililerin tapu müdürlüklerine yaptıkları yazılı ya da sözlü düzeltim başvuruları üzerine, tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret kararları da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmez. Diğer taraftan, Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesine aykırı olarak verilen bu tür ret kararlarına karşı ilgililerin aynı tüzüğün 26. maddesine göre itiraz imkanı bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece Dairenin... Karar sayılı bozma ilamına direnilmesine karar verilerek davanın kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmuş, Dairece "Dairemizce verilen 26.05.2015 gün ve ...Karar sayılı bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olup, mahkemece verilen Direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"na, gönderilmesine," karar verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca “... Tapu Sicil Tüzüğünün 75/4. maddesindeki tapu müdürlüğüne başvuru zorunluluğu ve buna bağlı olarak idari itiraz sürecinin tamamlanmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi mümkün değildir. Diğer yandan, 06.02.2014 olan dava tarihi direnmeye ilişkin gerekçeli karar başlığında 24.06.2015 olarak yazılmış ise de bu husus mahkemece her zaman düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğindedir. Hâl böyle olunca, yukarıda yazılı değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı yerel mahkemece verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yerindedir. Ne var ki, sair temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir...” gerekçesiyle Dairemize gönderilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 331 parsel sayılı 2.200m2 miktarlı bağ nitelikli taşınmazın 1/3 payının ...oğlu... adına 03.08.1970 tarihli tapulama işlemi ile tescil edildiği, 09.01.1969 tarihinde yapılan kadastro tespitinde taşınmazın senetsizden Hacı oğlu ...ve ...oğlu... adına nizasız fasılasız malik olduklarından 1/3 payının 1326 doğumlu ...oğlu... adına tespit gördüğü, itiraz edilmeksizin 20.05.1970 tarihinde kesinleştiği, dava konusu 520 parsel sayılı 1500m2 miktarlı bağ nitelikli taşınmazın ½ payının Hacı oğlu ... adına 24.04.1970 tarihli tapulama işlemi ile tescil edildiği, 03.02.1969 tarihli kadastro tespitinde taşınmazın senetsizden ...oğlu... adına 20 seneyi aşkın zilyetliğinde iken 1962 yılında 300 lira bedelle oğlu ...ve Ali Göl’e satıp zilyetliğini devrettiğinden ½ payının Hacı oğlu ... adına tespit gördüğü, itiraz edilmeden 10.04.1970 tarihinde kesinleştiği, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 15.09.2015 tarih 2014/70Esas, 2015/578 Karar sayılı kararı ile dava konusu 520 parsel sayılı taşınmazın ½ payının davacının kardeşi Mustafa Hacı oğlu ...adına tesciline karar verildiği ve kararın 30.10.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle dava konusu 520 parsel sayılı taşınmaz yönünden kadastro tespitinde... çocukları Ali ve ...adına tescil edildiği, taşınmazın diğer paydaşına ilişkin olarak davacının kardeşi tarafından açılan davanın kabul edilerek kesinleştiği, ayrıca nüfus müdürlüğünden gelen kayıtlarda iki adet Hacı oğlu ...’e rastlandığı, birinin tespitten önce öldüğü, diğerinin mirasçılarından duruşmada dinlenen Derviş oğlu Mustafa’nın dava konusu yere ilişkin hak talebi bulunmadığı gözetildiğinde, dava konusu 520 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA.


    ./...

    Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği gibi, taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
    Tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine veya tespitine ilişkin taleplerdeki amaç, kayıt malikinin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydı ile uyumlu hale getirilmesi olduğundan bu tür işlerde verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmez. Kararın haksız veya hatalı görülmesi halinde ileri sürülen delillere göre yeniden düzeltme talebinde bulunulabilmesi, hükmün değiştirilebilmesi mümkündür.
    Çekişmesiz açılan bu tür işlerde, yapılan araştırma ile veya hak sahibi olduğunu iddia eden bir kişinin itirazı üzerine ortaya bir çekişme çıkarsa, mülkiyet aktarımına sebebiyet verebilmesi ihtimali ortaya çıktığından, artık bu davanın çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesine imkan bulunmamaktadır. Yargılama usulleri birbirinden farklı olduğundan ve çekişmesiz yargı işlerinde teknik anlamda bir hasım bulunmadığından, davaya görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilemez.
    Somut olayda, dava konusu 331 parsel sayılı taşınmazın paydaşı ...oğlu...’e ilişkin yapılan nüfus araştırmasında ...ve Emine’den olma 1.7.1904 doğumlu...’e rastlandığı, 15.04.1981 tarihinde öldüğü, çocukları... ... ... ..., ...... ... ... ve ...’nın bulunduğu anlaşılmakla, mirasçıları çağrılarak taşınmazda hak iddia edip etmediği sorulmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca, tapu maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip ...oğlu... mirasçılarının duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazda mülkiyet hakkı iddiası bulunup bulunmadığının kendisinden sorulması, mülkiyet iddiasında bulunmaları halinde isteğin çekişmeli yargıya dönüşeceğinden davanın reddi gerektiğinin düşünülmesi, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
    Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara