Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/6091 Esas 2014/10842 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/6091
Karar No: 2014/10842
Karar Tarihi: 13.11.2014

Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/6091 Esas 2014/10842 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Vezirköprü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve Ceza Dairesi tarafından incelenen bir kararda, sanık hakkında verilen cezanın temel ceza belirlenirken takdir hakkının kullanılmaması ve adli sicil kaydı nedeniyle fazla ceza tayini yapıldığı belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın pişmanlık gösterip göstermediği ve yeniden suç işleyip işlemeyeceği gibi kişilik özellikleri de dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması nedeniyle bozma sebebi sayılmadığı belirtilirken, 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 231/5. fıkrasına göre yasal düzenlemeler detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
5. Ceza Dairesi         2014/6091 E.  ,  2014/10842 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 5 - 2014/183410
    MAHKEMESİ : Vezirköprü Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 13/03/2014
    NUMARASI : 2014/8 Esas, 2014/26 Karar
    SUÇ : Görevi kötüye kullanma

    İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
    Hükmolunan ceza miktarı itibariyle koşulları bulunmadığı gibi süresinden sonra da olduğu anlaşılan sanık müdafiilerin duruşma isteminin CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddi ile incelemenin duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması, temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde tayin edilmesi gerekirken, çok daha vahim eylemlerde uygulanmadığı halde, belirtilen ilkelere ve 5237 sayılı TCK"nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olarak takdirde de hataya düşülerek, 5271 sayılı CMK"nın 231/5. fıkrasında yer alan; "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder." şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları mahkumiyet olarak değerlendirilemeyeceği gibi temel cezanın belirlenmesinde de esas alınamayacağı da gözetilmeden sabıkasına konu bu karar nedeniyle eylemlerini alışkanlık haline getirdiği kabul edilip temel cezanın azami hadde yakın belirlenmesi suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
    Sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının suç tarihi itibariyle engel teşkil etmediği gözetilip, suçu işledikten sonraki yargılama sürecinde pişmanlık gösterip göstermediği nazara alınıp, tekrar suç işleyip işlemeyeceği konusunda oluşan kanaat değerlendirilerek cezasının ertelenip ertelenmeyeceğine, kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre de, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine, her bir müessesenin unsurları ve koşulları yönünden dosya kapsamına göre irdeleme yapılarak somut gerekçeleri gösterilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, istinabe suretiyle savunması alınan sanık hakkında somut gerekçeler gösterilmeden pişmanlık göstermediğinden bahisle anılan hükümlerin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık ile müdafiilerin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara