Esas No: 2013/1240
Karar No: 2014/10816
Karar Tarihi: 12.11.2014
Nitelikli zimmet - görevi ihmal - 6762 sayılı Yasaya muhalefet - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/1240 Esas 2014/10816 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 5 - 2011/315510
MAHKEMESİ : Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/02/2011
NUMARASI : 2009/41 Esas, 2011/39 Karar
SUÇ : Nitelikli zimmet, görevi ihmal, 6762 sayılı Yasaya muhalefet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık S.. K.. hakkında 6762 sayılı Kanuna muhalefet etmekten açılan kamu davası ile ilgili olarak zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Sanıklar H.. K.. ve A.. İ.. hakkında denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete sebebiyet vermek ve 6762 sayılı Kanuna muhalefet etmek suçlarından verilen hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanıkların üzerlerine atılı görevi ihmal ve 6762 sayılı Kanuna muhalefet suçlarının kanunda öngörülen cezalarının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen yedi yıl altı aylık ilave zamanaşımına tabi olduğu, son suç tarihi olan 29/01/2005 ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri gözetilmek suretiyle hükümlerin CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanık S.. K.. hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde ise;
Suç tarihlerinde S.S. S... K.. Y..Kooperatifi yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan sanık hakkında nitelikli zimmet eyleminden açılan kamu davasında basit zimmet suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; sanık ile müdafiinin sözlü ve yazılı olarak görevden ayrıldığı tarih itibariyle yeni yönetim kurulu üyelerince tespit yapılarak inşaatların gerçekleşme oranlarının ve değerinin belirlendiği, bu değerin kooperatif üyelerinden toplanan aidat miktarının çok üzerinde olduğunu savunmaları, bu hususun soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda irdelenmemesi nazara alınarak; inşaat konusunda uzman bilirkişilerin iştiraki ile mahallinde keşif icra edilip suç tarihleri ve sanığın görev dönemi gözetilerek inşaatın fiziki gerçekleşme oranı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birim fiyatları esas alınarak toplam inşaatların maliyetinin bilirkişiden alınacak raporla saptanmasından sonra, kooperatife ait tüm defter, belge ve kayıtlarla birlikte dosyanın Sayıştay Emekli Uzman Denetçilerinden oluşacak üç kişilik bilirkişi kuruluna tevdi ile kooperatifin suç tarihini kapsayan dönemlerdeki üye aidatları, alınan borçlar ile sağlanan tüm gelirlerinin, dosya kapsamındaki teknik bilirkişilerce verilecek raporlardaki tespitler de dikkate alınarak kooperatifin gaye ve inşaatı için yapılanlar dahil tüm giderlerinin ne kadar olduğunun belirlenip karşılaştırılması yapılarak aralarında fark olup olmadığı, alınan borçların, firmalarca ibraz edilen faturaların karşılığında mal ve hizmet alınıp alınmadığının ve kooperatifin herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığı, mevcutsa miktarının ne olduğu ve bunun nereden kaynaklandığının tespiti, buna bağlı olarak sanığın uhdesinde kooperatif parası bulunup bulunmadığına dair rapor aldırılarak sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
TCK"nın 212. maddesindeki "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" biçimindeki düzenleme nedeniyle, sanığın Hasan Emek ve M..A..isimli kişilere yönelik eylemlerinde sahtecilik suçunun unsurlarının bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması ve sahteciliğin varlığının kabulü halinde bu suçtan da mahkumiyet hükmü kurularak lehe yasanın belirlenmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Kabule göre de;
TCK"nın 61. maddesinde yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3/1. maddesindeki "suç işleyen kişi hakkında fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi, kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, olayın oluş şekli, kastının yoğunluğu, zimmet miktarı ve suçu sürdürmedeki ısrarlı tutumu göz önüne alınarak temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde alt sınırdan ceza tayini suretiyle mahkumiyet hükmü kurulması,
Zimmet eylemlerinin ve miktarının kooperatif üyelerinin ve üçüncü kişilerin sundukları belgeler neticesinde daire dışı araştırma sonucu tespit edilebildiği, Ö.. E.. şirketine ait fatura tutarının gerçekte ödenmediği halde kooperatif kasasında ödenmiş gibi gösterildiği ve M..A.."e yönelik eylemin nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu
kabul edilmesine rağmen basit zimmet suçundan hüküm kurulmak suretiyle çelişkiye yol açılması,
Suçun TCK"nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi nedeniyle sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde gereğince cezasının infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.