Esas No: 2020/1152
Karar No: 2020/5478
Karar Tarihi: 26.11.2020
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1152 Esas 2020/5478 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 25.03.2016 tarih ve 2014/149-2016/108 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının tahditli plaka sınıfına giren "M" plakalı minibüs sahibi olduğunu, Antalya Minibüsçüler Odası ile davalı S.S.21 Nolu Özel Halk Otobüsleri Taşıyıcılar Kooperatifi arasında bir kısım protokoller imzalandığını, iş bu protokoller doğrultusunda davacının bono keşide ederek verdiğini, akabinde senet bedelini ödeyerek bono aslını geri aldığını, protokol şartlarının gerçekleşmediğini, düzenlenen bonoya dayalı olarak alınan bedelin haksız olduğunu ileri sürerek, toplam 38.100,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak akde aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi talebi ile açıldığını, müvekkiline 28.05.2011 tarihinde ödeme yapıldığının iddia edildiğini, ödeme tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı sürelerini belirleyen hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini savunarak, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini, davacının fesihte haklı olduğunu ispat etmesi gerektiği, ispat yükünün davacıda olduğu, davalı S.S. 21 Nolu Özel Halk Otobüsleri Taş. Koop."ne ödeme yapılmadığının davacı tarafından kabul edildiğini savunarak, Kooperatif yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, UKOME kararlarına göre Minübüscüler Esnaf Odası ile Belediye arasında usulüne uygun olmayan ve ihale kurallarına uyulmadan 14+1 kapasiteli minübüslerin kapasitesinin 18+9"a çıkarıldığı, usulsüz bu işlemin taraflar arasında ihtilafa neden olduğu, Belediye tarafından ihale açmadan Otobüsçüler Odası aleyhine karar verildiği, bu kararın iptali için açılan davanın İdare Mahkemesince haklı bulunarak verilen kapasite arttırım kararının iptaline karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, UKOME kararlarına uygulamaya başlayan kapasite arttırımının Otobüsçüler Odası Esnafının zarara uğramasına neden olduğu, tarafların Oda Başkanları marifetiyle düzenlenen ve imzaladıkları protokol ile sözleşmeleri uyguladıkları, bu protokol ve sözleşmeleri tarafların kabul ettiği, sözleşmelerde belirtilen bedeller ödendiği halde İdare Mahkemesindeki davadan feragat edilmediği için protokollere tarafların değil Oda Başkanlarınca imza konulduğu için sözleşmelerin geçersiz olduğunun ileri sürüldüğü, ancak protokol tarihine kadar doğan zararın varlığının sabit olduğu, davacı ve davalıların protokol ve sözleşmeleri yapan Esnaf Odası ve kooperatife bağlı oldukları, sözleşmeleri kabullendikleri ve sözleşme gereği edimlerini ifa ettikleri, var olan zararın giderilmesi karşısında sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği ve zarara karşı ödenen bedelin iadesinin mümkün olmadığı ve ödenen senetlerin bedelsiz kalmadığı, BK.97 ve MK. 7.maddesi uyarınca davacının senet bedelini iade talebinde haklı olmadığı ve uygulanan sözleşme ile protokollerin iptali isteminde hukuki yarar bulunmadığı, davanın ispata elverişli ve yeterli delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle Dairemizden geçen emsal dosyalar ve Mahkemece Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yazılan müzekkere cevabından anlaşıldığı üzere, iptal edilen UKOME kararına rağmen davacının fiilen tahsis edilen hatta çalışmaya devam etmiş olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.