1. Hukuk Dairesi 2019/3979 E. , 2021/4797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalı Şirketin kocası ...aleyhine giriştiği icra takibine kendisinin de kefaletname belgesi ile dahil edildiğini ve icra takibi sonucunda davaya konu 27 nolu parseldeki payının davalıya ihale suretiyle satıldığını, oysa İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı 1999/746 Esas sayılı davada takibin dayanağı kefaletnemedeki imzanın kendisine ait olmadığının ve davalıya borcu bulunmadığının saptandığını ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek 27 nolu parseldeki davalı adına yolsuz biçimde kayıtlı bulunan payın iptaliyle adına tesciline ve tazminata karar verilmesini istemiş; aşamada, tazminat isteğinden feragat etmiştir.
Davalı, çekişmeli payı alacağına karşılık ihale ile satın aldığını, davacının açtığı ihalenin feshi davasının da reddedilip kesinleştiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin 1999/746 Esas sayılı davanın 1999/653 Esas sayılı icra takip dosyasına yönelik olduğu, çekişmeli taşınmazın satışına ilişkin 1999/9806 Esas sayılı icra takibini kapsamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece “...Her iki takip dosyasında da davacının anılan takiplere borçlu sıfatıyla dahil edilmesi 01.12.1998 tarihli "Müşterek Borçluluk ve Müşterek Müteselsil Kefalet Taahhütnamesi" başlıklı aynı belgeden kaynaklandığından, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1999/746 Esas sayılı davasında kesinleşen "kefaletnamedeki imzanın davacı ..."ye ait bulunmadığından ötürü davacının davalıya borçlu olmadığı" yönündeki maddi olgunun her iki takip bakımından da davalıyı bağlayacağında kuşku yoktur. Diğer taraftan, icra hukuku ile sınırlı olarak basit yargılamaya tâbi ihalenin feshi davasının mülkiyet hakkının illetini teşkil eden nedenin varlığına ya da yokluğuna delalet edemeyeceği; Türk hukuk sisteminde, tapu kayıtlarının oluşumuna esas alınan illilik prensibi gereği, ihalenin ayakta bulunması ya da fesih isteğinin reddedilmiş olması keyfiyetinin temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı ve kesin hüküm teşkil etmeyeceği de açıktır. Hal böyle olunca, davalı adına oluşan kaydın hukuki temelden yoksun yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddedilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 28.09.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 15.369.60. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.