Esas No: 2013/11397
Karar No: 2014/6693
Karar Tarihi: 14.05.2014
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/11397 Esas 2014/6693 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler sanık müdafii tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 07.05.2014 Çarşamba saat 13.30’a duruşma günü tayin olunarak sanık müdafiine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hâkimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ... hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği, ayrıca bir talepte de bulunmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek, vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştır.
Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde,
Delillerle iddia ve savunma, duruşma gözönünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesine gelince,
Mağdurenin zorunlu vekil huzurunda verdiği 15.03.2010 tarihli ifadesinde sanıkla birlikte geldiği otelde odaya birlikte geçtiklerini ve burada sanığın kendisini yatağa iterek zorla vajinal yoldan cinsel ilişkiye girdiğini bildirmesine karşılık, mahkemede verdiği 12.11.2010 tarihli beyanında otel görevlisi ile sanığın kendisini kolundan tutarak zorla odaya soktuğunu ve sanığın kendisini dövüp başını duvara vurmak suretiyle cinsel ilişkiye girdiğini söylediği, aşamalarda tanık sıfatıyla dinlenen ..."in, akrabası olan mağdure ile sohbet ettikleri sırada mağdurenin sanıkla birlikte olduğunu söylemesi üzerine bir hafta sonra sıkıştırdığında mağdurenin otel odasında iken sanığın kolasına ilaç atmak suretiyle kendisiyle cinsel ilişkiye girdiğini ve sanığın cebir kullandığına dair anlatımda bulunmadığını ifade etmesi, olayın ..."in durumu annesine söylemesinin ardından amcası kanalıyla mağdurenin babası müşteki..."e iletilmesi üzerine bu müştekinin olay tarihinden bir ay sonra yaptığı başvuru üzerine başlatılan adli soruşturmada dinlenen mağdurenin durumu ailesine mazur göstermek için aşamalarda eylemin zorla gerçekleştirildiğini iddia etmek suretiyle çelişkili beyanlarda bulunduğu tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, sanığın eylemine uyan TCK.nın 103/2. maddesi ile belirlenen temel cezanın koşulları oluşmadığı halde aynı Kanunun 103/4. maddesi uyarınca arttırılması,
Mahkemece yapılan yargılama sırasında mağdurenin sevk edildiği ...Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen 21.09.2011 günlü, 3971 sayılı raporda, mağduru bulunduğu olayda sanığın eylemi nedeniyle ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede travma sonrası stres bozukluğu gelişmesi nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının bozulduğunun bildirilmesi üzerine, anılan rapor esas alınarak adıgeçen sanığın cezası TCK.nın 103/6. maddesi uyarınca artırılmış ise de, mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları ile tanık ..."in beyanları nazara alındığında mağdureye karşı olay günü sanık tarafından cebir tehdit olmaksızın gerçekleştirilen eylem nedeniyle sanığın kastettiğinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiği, TCK.nın 23. maddesi uyarınca gerçekleşen fakat kastetmediği bu neticeden sanığın sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, somut olayda sanığın dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, kişisel özellikleri ve olayın gerçekleşme biçimi nazara alındığında ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinden bahsedilemeyeceği, meydana gelen bu zararın ancak TCK.nın 61. maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesinde alt sınırdan uzaklaşmada dikkate alınabileceği gözetilerek sanık hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.