21. Ceza Dairesi 2016/5028 E. , 2016/5756 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında “2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak” suçundan zamanaşımı süresi içinde dava açılması mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-)Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 29.10.2010 gün ve 2010/10891 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında “2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” ve “defter ve belgeleri ibraz etmemek” suçlarından kamu davası açıldığı, 213 sayılı Yasanın 359/a-2. maddesinde düzenlenen defter ve belgeleri ibraz etmemek suçu ile aynı Yasanın 359/b-l. maddesinde düzenlenen sahte fatura düzenlemek fiillerinin birbirlerinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturdukları, yine ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.03.2002 gün ve 28/179 sayılı kararında açıklandığı üzere sahte fatura düzenlemek suçları bakımından da her takvim yılının ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, aynı takvim yılında farklı dönemlerde birden çok sahte fatura düzenlenmesi durumunda faturaların adet ve tutarları, zarar miktarı, kastın yoğunluğu ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınıp temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması ve her bir takvim yılı için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, defter ve belgeleri ibraz etmemek ve sahte fatura düzenlemek suçlarından hangi suç için kurulduğu da anlaşılamayacak biçimde tek hüküm kurulması,
2-) Suç tarihlerinde yürürlükte bulunan 213 sayılı Kanunun 359/a-2. ve 359/b-1. maddelerinde belirlenen hürriyeti bağlayıcı cezanın "onsekiz aydan üç yıla kadar hapis" olduğu, alt sınırdan hüküm kurulduğu belirtilmesine rağmen temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak takdir edilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
3-) TCK"nun 53/3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden, fıkranın tamamını kapsar biçimde yazılı şekilde uygulama yapılması,
Yasaya aykırı,
4-)T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 27.09.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.