Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/3677 Esas 2021/3955 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3677
Karar No: 2021/3955
Karar Tarihi: 10.06.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/3677 Esas 2021/3955 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2018/3677 E.  ,  2021/3955 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25/12/2009 gününde verilen dilekçe ile harici satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, ödenen bedelin iadesine ilişkin talebin bir kısım davalılar yönünden kabulüne; cayma tazminatı talebinin reddine dair verilen 23/12/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; ikinci kademede dava konusu payların rayiç değerinin tespiti ile davalılardan tahsili ve cayma tazminatı istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında adi yazılı şekilde düzenlenen 25.05.2003 tarihli "protokol" başlıklı belge ile davalıların, ..., ... 15 pafta 118 parsel, 13 pafta 1904, 1015 ve 1868 parsel, 18 pafta 1441 ve 1456 parsel, 8 pafta 380 parsel ve 763 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarda murisleri ..."den intikal edecek hak ve hisselerinin tamamını müvekkiline sattıklarını, satış bedelinin nakden ve peşinen ödendiğini, davalıların ayrıca müvekkiline ve kendisine tapuda satış işlemlerinin yapılabilmesi için vekaletname verdiklerini, ancak dava konusu payların halen ... adına kayıtlı olup davalılar dışında da mirasçılarının bulunması nedeniyle devir işlemlerinin yapılamadığını, daha sonra davalıların hiçbir sebep göstermeksizin kendilerini vekaletten azlettiklerini belirterek, dava konusu taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı payların iptali ile müvekkili adına tescilini; olmadığı taktirde dava konusu payların dava tarihindeki değerlerinin tespiti ile şimdilik 10.000,00TL"sinin ve sözleşmede belirlenen cayma tazminatının azil tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar ..., ..., ... ve ..., davaya konu protokol içeriğinin doğru olmadığını, protokoldeki yazının kime ait olduğunu bilmediklerini, ayrıca isimlerinin karşısında yer alan imzaların da kendilerine ait olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davalılar ..., ... ve ..., dava konusu protokol içeriğinin doğru olduğunu, anılan taşınmazlardaki paylarını diğer mirasçılarla birlikte peşinen aldıkları ücret karşılığında davacıya sattıklarını, protokolde isimlerinin karşısında yer alan imzaların kendilerine ait olduğunu bildirmişlerdir.
    Davalılar ... ve ... ise, dava konusu protokolü kendilerine vekaleten ..."nin eşi ..."in imzaladığını ve içeriğinin doğru olduğunu, ancak daha sonra dava konusu taşınmazlardan yol geçmesi nedeniyle protokol tarihinden önce murisleri ... adına yatırılan kamulaştırma bedellerinin davacının ödediği bedelden daha yüksek olduğunu öğrendiklerini, davacı tarafından kandırıldıklarını ve protokolü geçersiz saymak istedikleri için davacıyı vekaletten azlettiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerektiğinden adi yazılı şekilde düzenlenen dava konusu protokolün geçersiz olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine; davalılar ..., ..., ... ve ... yönünden tazminat talebinin, Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre protokolde isimleri karşısında yer alan imzaların anılan davalılara ait olmadığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine; diğer davalılar yönünden cayma tazminatı talebinin sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle reddine, ödenen bedelin iadesi talebinin ise kısmen kabulü ile 93,60"ar TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ..., ..., ... ve ..."den tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın Geçici 1. maddesinin 2. fıkrasında "Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz." hükmü düzenlenmiştir.
    Anılan yasa hükmü uyarınca, görülmekte olan davada uygulanması gereken ve davanın açıldığı 25.12.2009 tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde temyiz edilebilen kararlar belirlenmiş; maddenin 2. fıkrasında, miktar veya değeri bir milyar lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların kesin olacağı; 4. fıkrasında ise alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü bir milyar lirayı geçmeyen tarafın temyiz hakkının bulunmadığı belirtilmiştir.
    Somut olaya gelince; dava değeri 10.000,00TL olarak gösterilmiş ve bu miktar üzerinden harç yatırılmış ise de mahkemece, tazminat isteminin kısmen kabulü ile bir kısım davalılar aleyhine 93,60"arTL olmak üzere toplam 468,00TL alacağa hükmedilmiştir. Kabul edilen bu miktar, karar tarihi itibariyle geçerli olan (2015 yılı için 2.080,00TL) temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından, davalı tarafın temyiz hakkının bulunmadığı anlaşılmış; bu nedenle davalılar vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) No"lu bentte açıklanan nedenlerle, 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesi uyarınca davalılar vekilinin temyiz isteminin REDDİNE; (2) No"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara