Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/5643 Esas 2014/10040 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/5643
Karar No: 2014/10040
Karar Tarihi: 22.10.2014

Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/5643 Esas 2014/10040 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2013/5643 E.  ,  2014/10040 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 5 - 2012/244741
    MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 19/04/2012
    NUMARASI : 2011/1703 Esas, 2012/1589 Karar
    SUÇ : Görevi kötüye kullanma

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    KİT rejimine tabi bulunan PTT Genel Müdürlüğünde 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler kapsamında istihdam edilen personel, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11/b maddesi uyarınca, “ifa ettikleri görevlerinden doğan suçlardan dolayı” kamu görevlisi sayılmaktadırlar. Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 1. maddesi gereği anılan kanun hükümlerine göre tebligat işlemlerini yapmakla PTT Genel Müdürlüğü yetkili kılınmış ve Kanunun 52. maddesi uyarınca “bu kanunun tatbikinde görevli memur ve hizmetliler ile mahalle, köy muhtar ve ihtiyar heyeti meclisi azalarının” işledikleri suçlardan ötürü kamu görevlisi gibi ceza görecekleri kabul edilmiştir. Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca 7201 sayılı Kanun gereği tebligat işlemlerinde görevlendirilecek personelin PTT Genel Müdürlüğü personeli olması zorunlu olup, hizmet satın alınması suretiyle kurulan hukuki ilişkiye dayalı olarak yüklenici firma çalışanına tebligat görevi verilmesinin yasaya uygun olmadığı, nitekim 5584 sayılı Posta Kanununun “Ulaştırma Sözleşmeleri” başlıklı 10. maddesinin gerek önceki metnine ve gerekse 29/04/2009 tarihli ve 5893 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle eklenen “PTT İdaresi postaların ayrım ve dağıtım işlerini ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürebilir” şeklindeki ikinci fıkrasına göre de tebligat işlemlerinin yüklenici firma çalışanına gördürülmesinin yasal düzenlemelere uygunluk taşımadığı, sadece ayrım ve dağıtım işlerinin ihale yoluyla gördürülebilecek işlerden olduğu, tebligat işlemlerinin kapsam dışında tutulduğu,
    Ayrıca; kamu görevlisinin tanımının yapıldığı 5237 sayılı TCK"nın 6/1-c maddesinin gerekçesinde kamusal faaliyetin Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesi olduğu, kamusal faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda ise bu kişilerin kamu görevlisi sayılamayacağı anlaşılmakla;
    Topkapı Posta Dağıtım ve Toplama Merkezi Müdürlüğünün 17/01/2011 tarihli yazısına göre, adli tebligatla görevlendirilen sanığın PTT personeli olmayıp, üstlenici firma elemanı olarak istihdam edilmesi nedeniyle, kamu görevlisi tarafından işlenebilen özgü suç niteliğindeki görevi kötüye kullanma suçunun faili olamayacağının tespit edilmesi karşısında; Bakırköy 14. İş Mahkemesinin 2009/232 Esas sayılı dosyasında davalı şirkete dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine ilişkin tebligatın usulüne uygun olarak yapılmaması nedeniyle, davalı şirkete yeniden dava dilekçesinin tebliğe gönderilerek, tebligat zarfının üzerine Tebligat Kanununun 12 ve 13. maddelerine uygun şekilde tebligat yapılması hususunda şerh verilmesine rağmen, sanığın tebligatı yine usulüne uygun yapmaması şeklindeki eyleminin Kabahatler Kanunun 32. maddesinde düzenlenen "emre aykırı davranış" fiilini oluşturacağı gözetilmeden yazılı gerekçelerle beraet kararı verilmiş ise de, anılan maddede öngörülen idari para cezasının miktarına göre eylem tarihi ile inceleme günü arasında 5326 sayılı Yasanın 20/2-c maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca bu hususta karar verilmesi mümkün olduğundan gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5326 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 22/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara