Esas No: 2014/10322
Karar No: 2014/14383
Karar Tarihi: 30.09.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/10322 Esas 2014/14383 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine ... 13. İcra Müdürlüğü" nün 2013/5410 sayılı dosyasından icra takibi yaptığını, takibe dayanak yapılan senedin borçlusunun davadışı ... Gıda Tem.Sağ.Hiz.İnş.Ltd. Şti. olduğunu, müvekkilinin de kefillerden biri olduğunu, senedin tanzim tarihinin 13/06/2008 olup, müvekkilinin 10/12/2009 tarihinde borçlu davadışı şirket ortaklığından ayrıldığını, takibe konu alacağın ise 2012 yılında doğmuş bir alacak olması nedeniyle müvekkilinin bu borçtan sorumlu olamayacağını, müvekkilinin ortaklığının devam ettiği dönemde davalıya herhangi bir borcun olmadığını, ancak davadışı senet borçlusu ... Şirketinin 2012 yılında davalı ile yeniden çalışmaya başladığını ve ... Devlet Hastanesinden olan 140.533,69-TL alacağını davalıya temlik ederek, davalıdan 119.400-TL bedel aldığını, bu nedenlerle 2008 yılında kullanılan başka bir kredi için verilen ve kötüniyetli olarak sonradan doğan bir borç için takibe konulan senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava konusu senette kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, imzaya bir itirazının bulunmadığını, davadışı borçlu şirketteki hisselerini devretmesinin sorumluluğunu etkilemediğini, davacının faktoring sözleşmesinde de müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu ve her iki sorumluluğunun da müstakil sorumluluklar olduğunu, faktoring sözleşmesinin 13. maddesine göre "faktor, alacağın teminatını teşkil etmek üzere hangi tarihte verilmiş olursa olsun bilcümle teminatları, rehinleri nakde tahvil ettirmek veya asıl borçluya müracaat etmek mecburiyetinde olmaksızın, borcun ve fer"ilerinin tamamının tediyesini müşteriden, kefillerinden ayrı ayrı veya birlikte talep yetkisine sahip olduğu", bu nedenlerle davacının gerek senetten ve gerekse de sözleşmeden dolayı sorumlu olduğunu beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının senetteki ve faktoring sözleşmesindeki kefil olarak attığı imzalara itirazının olmadığı, davacı 2009 yılında davadışı şirket ortaklığından ayrıldığını ve 2012 yılında kullandırılan kredi nedeniyle senedin takibe konulmasının iyiniyetle bağdaşmadığını iddia etmiş ise de, davacının kefaletinin devam ettiği, bilirkişi raporuna göre de davacı ile davadışı şirket arasındaki faktoring ilişkisi devam etmekte olup davalının ticari defterlerine göre davadışı şirketten 30.130.55-TL alacağının bulunduğu, davacının senedin vadesinin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğuna ilişkin delil de ibraz edemediği gerekçeleriyle, davanın reddine, icra takibi durdurulmuş olduğundan takip konusu alacağın %20" si tutarında tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 30.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.