Esas No: 2008/6172
Karar No: 2012/3000
Karar Tarihi: 02.04.2012
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2008/6172 Esas 2012/3000 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2008/6172 E., 2012/3000 K.
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
Tayin edilen cezanın miktarına göre sanık müdafiinin duruşma isteğinin CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı TCK"nın rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verilmesi, kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlanmasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarılması ve sanığın işlediği ileri sürülen hırsızlık suçu nedeniyle hakkında işlem yapmak isteyen müşteki polis memurlarına rüşvet teklif ettiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında; yankesicilik suretiyle hırsızlık suçundan Bergama Asliye Ceza Mahkemesi"ne açıldığı anlaşılan ve 02.03.2005 günlü duruşmada incelenerek derdest olduğu belirtilen 2004/670 Esas sayılı davanın sonucunun ne olduğu araştırılarak sanığın rüşvet önerisini haklı bir hususun sağlanması için yapıp yapmadığının kesin olarak saptanmasından sonra suç niteliğinin tayin ve takdiri yerine noksan araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de:
765 sayılı TCK"nın nitelikli rüşvet verme suçunu düzenleyen 213/1. maddesi hükmüne göre rüşvet vaat veya teklif olunmasıyla birlikte suçun tamamlandığı, neticesi harekete bitişik suç olduğundan teşebbüse elverişli bulunmadığı, önerinin memur tarafından kabul edilmemesinin suçun oluşumuna engel teşkil etmediği, buna karşılık 5237 sayılı TCK"nın 252/1. maddesi rüşvet teklif veya vaat etmeyi suç olmaktan çıkarmamakla birlikte, rüşvet konusunda anlaşmaya varmayı veya vermeyi suçun tamamlanması için gerekli saydığından önceki yasadan farklı olarak bu suça teşebbüsün olanaklı hale getirildiği, dosyadaki somut olaya gelince sanığın rüşvet teklifi alan polislerin durumu hemen nöbetçi C.Savcısına bildirdikleri, gelen talimat üzerine suçu tespit edebilmek için öneriyi kabul etmiş gözükerek sanığın temin edip kendilerine verdiği parayı aldıktan sonra rüşvet suçundan soruşturma başlatılmış olmakla, anlaşmanın sağlanmadığı, eylemin rüşvet vermeye kalkışma suçunu oluşturduğu ve cezasında 5237 sayılı TCK"nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
5237 sayılı TCK"nın 53/3. maddesine göre 53/1-c maddesinde yer alan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı gözetilmeden, bunu da kapsayacak biçimde hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar 53/1. maddede yer alan bütün haklardan ve bunları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 02.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.