Esas No: 2008/3414
Karar No: 2012/2533
Karar Tarihi: 22.03.2012
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2008/3414 Esas 2012/2533 Karar Sayılı İlamı
- RÜŞVET ALMAK
- ŞARTA BAĞLI RÜŞVET
- YETKİLİ OLMADIĞI BİR İŞ İÇİN YARAR SAĞLAMA
- TÜRK CEZA KANUNU (5237) Madde 255
- TÜRK CEZA KANUNU (5237) Madde 252
- TÜRK CEZA KANUNU (5237) Madde 58
- TÜRK CEZA KANUNU (5237) Madde 53
- CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN (5275) Madde 108
"İçtihat Metni"
ÖZET: KATILANIN DAVALI OLDUĞU DOSYADA FEN BİLİRKİŞİSİ OLARAK GÖREVLENDİRİLİP, RAPOR DÜZENLEYEN SANIĞIN, RAPORA İTİRAZ EDİLMESİ HALİNDE ÇIKACAK KEŞİFTE KATILAN LEHİNE RAPOR DÜZENLEMEK ÜZERE PARA İSTEYEREK KISMEN ALDIKTAN SONRA YAKALANMASINDAN İBARET EYLEMİ; YENİDEN KEŞİF YAPILIP YAPILMAYACAĞININ, YAPILSA BİLE YENİDEN BİLİRKİŞİ OLARAK GÖREVLENDİRİLİP GÖREVLENDİRİLMEYECEĞİNİN BELLİ OLMAMASI, ŞARTA BAĞLI RÜŞVET ANLAŞMASININ YAPILAMAMASI VE KENDİSİ RAPOR DÜZENLEMESE DE, DÜZENLEYEN KİŞİLERE KATILAN LEHİNE RAPOR DÜZENLETECEĞİNİ İMA ETMESİ NEDENİYLE, 5237 SAYILI TCK’NIN 255. MADDESİNDE DÜZENLENEN “YETKİLİ OLMADIĞI BİR İŞ İÇİN YARAR SAĞLAMA” SUÇUNU OLUŞTURDUĞU GÖZETİLMELİDİR.
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suçun 5237 sayılı Yasa’nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen sanık hakkında aynı Yasa’nın 53/5. maddesinin uygulanmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın suç tarihinde I… Kadastro Müdürlüğü’nde Kadastro Teknisyeni olarak görev yaptığı ve katılanın davalı olduğu Aralık Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/54 Esas sayılı dosyasında mahkemece keşifte fen bilirkişisi olarak görevlendirildiği ve düzenlediği raporu yerinde bulmayan katılanın, sanıkla bu rapor ile ilgili olarak yaptığı görüşme sırasında, sanığın katılana “rapora itiraz et, hakim yeniden keşif çıkarsın, karşı taraf beşyüz milyon verdi, sen de bir milyar ver, keşifte senin lehine rapor vereyim” demesi üzerine katılanın “hakim seni tekrar keşfe götürmezse ne olacak” dediğinde de, sanığın bu kez; “biz birbirimizden haberdarız, senin vekilin benim” şeklinde söylemesi üzerine katılanın, sanığın istediği parayı kısmen verip sanığa suçüstü yaptırarak yakalatması şeklinde gelişen ve sonuçlanan eylemde; yeniden keşif yapılıp yapılmayacağı, yapılsa bile sanığın yeniden bilirkişi olarak görevlendirilip görevlendirilmeyeceğinin belli olmaması, şarta bağlı rüşvet anlaşmasının yapılamaması ve sanığın kendisi rapor düzenlemese de, düzenleyen kişilere katılan lehine rapor düzenleteceğini ima etmesi nedeniyle, oluşan eylemin 5237 sayılı TCK’nın 255. maddesinde düzenlenen “yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama” suçunu oluşturduğu halde rüşvet almaya teşebbüs suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanık hakkında tekerrüre esas alınan ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108/2. maddesinin uygulanmasına dayanak oluşturacak hükümlülüğünün tekerrür uygulamasında gösterilmemesi, ayrıca aynı madde uyarınca mükerrirler hakkında denetim süresini belirme ve gerektiğinde uzatma görevi hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye ait olacağı gözetilmeden, hükümlülük kararında mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/7. madde ve fıkrası uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasına” karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenerek infaz yetkisinin kısıtlanması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 22.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.