Esas No: 2021/5322
Karar No: 2022/388
Karar Tarihi: 13.01.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/5322 Esas 2022/388 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2021/5322 E. , 2022/388 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : T.C. ... Bankası A.Ş., Hazine, Ak-Tur Turizm ve Endüstri A.Ş.
SUÇ : Rüşvet alma ve rüşvet verme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve bu örgüte üye olma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, nitelikli dolandırıcılık, 2531, 3628 ve 6136 sayılı Kanunlara muhalefet, görevi kötüye kullanma, yağma, yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama
HÜKÜM : a)Sanık ... hakkında zincirleme olarak rüşvet alma, kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği ve zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçlarından mahkumiyet, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, 3628 sayılı Kanun'a muhalefet ve yetkili olmadığı iş için yarar sağlama suçlarından beraat,
b)Sanık ... hakkında zincirleme olarak rüşvet alma, kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği ve zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçlarından mahkumiyet, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, 2531 sayılı Kanun'a muhalefet ve görevi kötüye kullanma suçlarından beraat,
c)Sanık ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği ve zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçlarından mahkumiyet, rüşvet verme ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarından beraat,
d)Sanık ... hakkında zincirleme olarak rüşvet verme ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından mahkumiyet, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarından beraat,
e)Diğer isnatlar yönünden tüm sanıklar hakkında beraat.
EK TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Temyiz isteminin reddi, onama
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin birleşen 2011/210 Esas sayılı davası kapsamında CMK'nin 260/1. maddesine göre kamu görevlisi olan sanıklara yüklenen kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, nitelikli dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlarından katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan ve katılma talebi karara bağlanmayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve beraat hükümlerinin vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, CMK'nin 237/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak bahse konu kamu davasına katılan olarak KABULÜNE, Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 14/02/2017 tarihli, 2015/5-95 Esas, 2017/71 sayılı ve benzer Kararlarında da belirtildiği üzere ''suçtan zarar görme" kavramının "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak anlaşılması gerektiği, dolaylı veya muhtemel zararların davaya katılma hakkı vermeyeceği, bu nedenle T.C. ... Bankası A.Ş'nin sanıklara atılı tüm suçlardan, Hazine'nin suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, nitelikli dolandırıcılık, 2531 ve 6136 sayılı Kanunlara muhalefet, görevi kötüye kullanma, yağma ve yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçlarından, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ise Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin birleşen 2011/258, Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin birleşen 2009/729 ve Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin birleşen 2011/217 Esas sayılı davaları kapsamında yargılama konusu yapılan tüm suçlardan CMK'nin 237. maddesine göre doğrudan zarar görmedikleri, bu itibarla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının belirtilen davalara konu tüm suçlar, T.C. ... Bankası A.Ş'nin tüm sanıklara isnat olunan tüm suçlar, Hazinenin ise belirtilen suçlar yönünden kamu davasına katılma haklarının olmadığı, mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararlarının da hükümleri temyiz hakkı vermeyeceği, ayrıca Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/156 Esas sayılı davası kapsamında ... adına Muğla Tapu ve Kadastro Müdürlüğünün yargılama aşamasında haberdar edildiği halde duruşmalara iştirak etmediği, davaya katılma talebinde bulunmadığı ve katılan sıfatını almadığı, bu itibarla bu dava kapsamında verilen hükümleri de temyiz etme hakkının bulunmadığı nazara alınarak temyiz istemlerinin, diğer yandan müdafin sanık ... hakkında hükmolunan sonuç ceza miktarı itibarıyla koşulları bulunmayan duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 317 ve 318. maddeleri uyarınca ayrı ayrı REDDİNE, sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yönelik bir talep bulunmadığı gözetilerek, başvurularının kapsamına göre incelemenin; sanıklar ... ve ... müdafilerin vekalet ücretine münhasır temyiz talepleri ile katılanlardan Hazine vekilinin rüşvet alma ve rüşvet verme ile 3628 sayılı Kanun'a muhalefet, Ak-Tur. Turizm ve Endüstri A.Ş. vekilinin birleşen Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/729 Esas sayılı davası kapsamında sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat, ... vekilinin Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin birleşen 2011/210 Esas sayılı davası kapsamında sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat, müdafilerin sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine, O yer Cumhuriyet savcısının sanıklardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında rüşvet alma ve rüşvet verme, ... hakkında 2531 sayılı Kanun'a muhalefet, ... hakkında 2531 sayılı Kanun'a muhalefet ve rüşvet alma ile ... hakkında yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı ve duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/156 Esas sayılı davası kapsamında sanıklardan ... ve ... hakkında görevi kötüye kullanma, ... hakkında rüşvet verme ile Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin birleşen 2011/258 Esas sayılı davası kapsamında sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçlarından kamu davaları açıldığı halde hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, bu hususlarda mahkemesince her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
1-Tüm sanıklar hakkında rüşvet alma ve rüşvet verme, yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama, görevi kötüye kullanma, 2531 ve 3628 sayılı Kanunlara muhalefet suçlarından verilen mahkumiyet ve beraat hükümlerine (sanık ... hakkında rüşvet verme suçundan verilen beraat hükmü dışındaki) yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Rüşvet alma ve rüşvet verme suçlarına ilişkin olarak; taraflar arasında işin yapılmasından önce veya yapılması sırasında rüşvet anlaşması yapıldığına dair dosya kapsamında yeterli delil bulunmaması karşısında, kamu görevlisi olan sanıklara yüklenen rüşvet alma isnatlarının sübutu halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nin mülga 257/3. maddesinde düzenlenen görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama, kamu görevlisi olmayan sanıklara atılı rüşvet verme isnatlarının ise TCK'nin 40/2. maddesi uyarınca özgü suç niteliğindeki bu suça azmettirme veya yardım etme suçlarını oluşturacağı, bu suç ile aynı maddenin 1. fıkrası ve aynı Kanun'un 255. maddesi kapsamında düzenlenen suçların ve 2531 sayılı Kanun'un 4 ile 3628 sayılı Kanun'un 13. maddeleri kapsamında düzenlenen suçların, anılan Kanun ve maddelerde öngörülen cezalarının üst sınırına nazaran TCK'nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirlenen 8 ve 12 yıllık asli ve ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi oldukları, rüşvet alma ve rüşvet verme olarak kabul edilerek verilen mahkumiyet hükümlerine konu eylemler yönünden 21/01/2008 olan son suç tarihleri ile beraat hükümleri bakımından 27/12/2011 olan son sorgu tarihi ile inceleme günü arasında asli ve ilaveli dava zamanaşımı sürelerinin dolduğu anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nin 7/2 ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasa'nın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri gereğince sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
2-Sanıklardan ..., ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, nitelikli dolandırıcılık ve ... hakkında 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından verilen mahkumiyet ile ... hakkında rüşvet verme suçundan verilen beraat ve Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin birleşen 2011/210 Esas sayılı davası kapsamında sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklardan ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılık, ... hakkında nitelikli dolandırıcılık, ... hakkında ise 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Anayasa'nın 141/3, CMK'nin 34/1 ve 289/1-g maddeleri gereğince, hakimlerin ve mahkemelerin her türlü kararının gerekçeli olarak yazılmasının zorunlu olduğu, CMK'nin 230/1. maddesine göre de mahkumiyet hükmünün gerekçesinde delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi, ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi gibi hususların bulunması gerektiği, sanık ...'nun 13/01/2009 günü sahte harç iade yazıları ile T.C. ... Bankası A.Ş. Bodrum Şubesi'ne müracaat etmesi ancak banka görevlilerinin şüphelenerek belgeyi doğrulatma amacıyla Bodrum Tapu ve Kadastro Müdürlüğü ile yaptıkları görüşme neticesinde sunulan belgelerin sahte olduğunun anlaşılması üzerine banka görevlilerince ödeme yapılmayarak söz konusu belgenin fotokopisi çekilip aslının sanığa iade edildiği ve belge aslının ele geçmediğinin anlaşılması karşısında, onaysız fotokopi niteliğinde olup suret belge özelliği taşımayan belgelerin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık yeteneği bulunmayacağından bu eylem yönünden resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibarıyla oluşmayacağı, sanığın dolandırıcılık eyleminin ise teşebbüs aşamasında kaldığı, diğer yandan bir kısım sanıklar haklarında alınan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması ile teknik araçlarla izleme kararlarının "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgütlü olarak resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık, rüşvet" suçlarından verildiği, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve bu örgüte üye olma suçlarından tüm sanıklar hakkında beraat kararları verildiği anlaşılmakla, bu suç esas alınmak suretiyle verilen uzatma kararlarına istinaden gerçekleştirilen iletişim tespitleri ile teknik takiplerin delil olarak değerlendirilemeyeceği, hukuka aykırı nitelikteki bu deliller dışlanmak suretiyle dosya kapsamındaki diğer delillerin nazara alınması gerektiği de gözetilerek, bu sanığın daha önceden sanıklar ... ve ... tarafından gerçekleştirildiği kabul edilen eylemlere iştirak ettiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu denetime imkan verecek şekilde karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yetersiz gerekçe ve yanılgılı değerlendirmeler sonucu yazılı şekilde uygulama yapılması,
5237 sayılı TCK'nin 158. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde belirtilen nitelikli halde suçtan elde edilen haksız menfaat belli ise TCK'nin 52. madde hükmü de gözetilmek sureti ile haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel adli para cezası aynı Kanun'un 61. maddesi uyarınca gün olarak belirlenerek artırım ve indirimler gün üzerinden yapıldıktan sonra, ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı 52/2. madde hükmü gereğince 20-100 TL arasında takdir edilecek miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği, dosya kapsamında sanıkların sahte harç iade yazıları düzenlemek suretiyle suçtan elde ettikleri menfaatin miktarını belirlemeye yönelik ... müfettişliğince yapılan inceleme dışında herhangi bir araştırma yapılmadığı gözetilerek, bu hususta bilirkişi raporu alınmak suretiyle adli para cezası miktarlarının buna göre belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeler sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 18/02/2014 tarihli ve 2013/13-274 Esas, 2014/78 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, CMK’nin 225. maddesinin “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir" hükmü karşısında, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetildiğinde, sanık ... hakkında 2010/156 Esas sayılı dava kapsamında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan kamu davası açılmadığı, bu suçtan alınan soruşturma izni üzerine Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin birleşen 2011/210 Esas sayılı davası kapsamında kamu davası açıldığı ancak iddianamede sevk maddeleri olarak TCK'nin 257/1-3, 53. maddelerinin gösterilmiş olması karşısında, CMK'nin 226/1. maddesine göre ek savunma hakkı tanınmak suretiyle sanık hakkında bu dava kapsamında hüküm kurulması gerekirken, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan dava açılmayan 2010/156 Esas sayılı kamu davası kapsamında hüküm kurulmak suretiyle CMK'nin 225/1. maddesine aykırı davranılması,
Sanık ...'ın hükümden sonra 09/01/2016 tarihinde öldüğü UYAP sisteminden temin edilen nüfus kaydından anlaşıldığından, bu husus mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nin 64 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK'nin 40/2. maddesi uyarınca özgü suç niteliğinde olan ve kamu görevlisi tarafından işlenebilen TCK'nin 204/2. maddesinde düzenlenen kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun işlenişine iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulmasının mümkün olması, azmettirmenin ise belli bir suç işleme hususunda henüz bir düşüncesi olmayan kişide, bir başkası tarafından suç işleme kararının oluşmasının sağlanması olarak kabul edilmesine göre özgü suç failinde suç işleme iradesi yokken başkası tarafından, eylemin gerçekleştirilmesi yönünde teklifte bulunulmadığı sürece fiilin azmettirme olarak nitelendirilemeyeceği nazara alındığında; suça konu resmi belgeleri düzenleme yetkisi bulunmayan sanık ... ile kamu görevlisi sıfatını haiz olmayan sanık ...'nun sanık ...'ı azmettirdiklerine dair delil de bulunmaması karşısında, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna yardım eden sıfatıyla iştirak etme suçundan cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden bu suçun müşterek faili olarak kabulüyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Suç tarihi itibarıyla sabıkasız olan sanık ...'ın duruşma tutanaklarına yansımış olumsuz bir halinin bulunmadığı da nazara alınarak; kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık nedeniyle yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının ve hapis cezasının ertelenmesinin gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken CMK'nin 231/6. maddesindeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin hangi somut veri ve olgulara dayanıldığı da gösterilmeden "...sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak..." ve "... sanığın adli sicil kaydı ile tespit edilen aynı neviden suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezası ile cezalandırılmış olması, suçu işledikten sonra yargılama süresindeki davranışları nedeniyle sanığın pişmanlık duyduğu ve tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından..." şeklindeki dosya kapsamı ile uyuşmayan soyut ve yetersiz gerekçelerle sanık hakkında erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Haklarında mahkumiyet hükümleri verilen sanıkların gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri sürelerin TCK'nin 63. maddesine göre cezalarından mahsubuna karar verilmemesi,
Mahkumiyet hükümleri yönünden; Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının Resmi Gazete'nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nin 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Yüklenen suçları TCK'nin 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işledikleri kabul edilen kamu görevlisi sanıklar ... ve ... hakkında 53/5. maddesi gereğince hak yoksunluğuna karar verilmemesi,
TCK'nin 53/6. madde ve fıkrası uyarınca hak yoksunluğuna taksirli suçtan mahkumiyet halinde hükmolunabileceği gözetilmeden, kasıtlı suçtan mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar ..., ... ve ... hakkında 53/6. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılanlar Hazine ile ... vekillerinin, O yer Cumhuriyet savcısının, sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek, mahkumiyet hükümleri yönünden sanıkların kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 13/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.