Esas No: 2021/578
Karar No: 2022/673
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/578 Esas 2022/673 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2021/578 E. , 2022/673 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇTAN ZARAR GÖREN : Hazine
SUÇ : Rüşvet vermeye teşebbüs (sanık ... hak.), görevi yaptırmamak için direnme (sanıklar ... ve ... hak.), kasten yaralama (sanıklar ... ve ... hak.)
HÜKÜM : Sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan beraat, atılı diğer suçtan mahkumiyet, diğer sanıklar hakkında atılı suçlardan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktarına göre kesin nitelikte olan hükmün temyizi kabil olmadığından sanığın temyiz talebinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, Hazine vekilinin dilekçesinin aleyhe temyiz iradesi içermediği, vekalet ücreti ve sanık ... hakkında rüşvet vermeye teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanması talebine yönelik olduğu nazara alınarak, incelemenin kasten nitelikli yaralama, görevi yaptırmamak için direnme ve rüşvet vermeye teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ... müdafi ile sanıklar ... ve Döne'nin, sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik ise O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanıklardan ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında hüküm fıkrasının ''A'' bölümünde CMK'nin 223/2-e madde-fıkra-bendine yer verilmeyerek aynı Kanun'un 232/6. maddesine muhalefet edilmesi sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni sayılmamıştır.
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanık hakkında verilen beraat hükmü eleştiri dışında usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanıklardan ... hakkında rüşvet vermeye teşebbüs, ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme, ... hakkında ise kasten nitelikli yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümleri bakımından yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihinde Bağcılar Trafik Denetleme Büro Amirliğinde polis memuru olarak görev yapan katılan ...'ın haber merkezine maddi hasarlı trafik kazası ihbarı gelmesi üzerine olay yerine gittiğinde, kazaya karışan 34 JUT 18 plaka sayılı araç sürücüsü sanık ...'ın katılana ''Bu işi halledelim, sürücü alkollü ve ehliyetsiz, yerine başkasını yazalım, kaç para istersen veririm'' demek suretiyle rüşvet teklifinde bulunduğu ancak katılan tarafından bu teklifin kabul edilmediği ve bu hususta tutanak düzenlendiği iddia ve kabul edilen dava konusu somut olayda; sanığın inkara yönelik savunmasına, katılanın aşamalardaki kısmi çelişkili beyanlarına, polis memuru tanık ...'nın kovuşturma aşamasındaki anlatımına ve tüm dosya kapsamına nazaran, atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince yüklenen suçun sanık ... tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nin 223/2-e maddesi uyarınca beraati yerine yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Sanık ... hakkında oluşa uygun olarak sübutu kabul edilen görevi yaptırmamak için direnme suçuna ilişkin tanık ... hakkında ... 5. Çocuk Mahkemesinin 2012/460 Esas sayılı davasının akıbetinin araştırılıp derdest ise birleştirilmesi, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı bir suretinin getirtilerek incelenmesi sonrasında bütün deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sanık ...'nin ne şekilde birden fazla kişi tarafından birlikte atılı eylemi gerçekleştirdiği karar yerinde açıklanıp tartışılmadan hakkında TCK'nin 265/3. madde ve fıkra hükmünün uygulanması,
Sanık ...'nın, hastanede rapor işlemleri yapıldığı sırada takviye ekip içerisinde görevli polis memuru olan katılan ...'nu ele geçirilemeyen ve muşta diye tabir edilen silahtan sayılan metal ile kaşına vurmak suretiyle yaraladığı iddia edilen somut olayda; suçta kullanıldığı iddia olunan muştanın ele geçmediği, katılanın kovuşturma aşamasında alınan beyanında ''gördüğüm kadarıyla bana muşta ile vurmuşlardı'' şeklindeki soyut iddiası dışında söz konusu aracın olayda kullanıldığı hususunun şüpheli kaldığı, oluşan şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiği ve TCK'nin 86/3-e maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Kabule göre de;
Katılandaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarını hafif (1.) derecede etkileyecek nitelikte olduğunun kabul edilmesine göre, TCK'nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarındaki etkisine nazaran cezanın yarısına kadar artırılabileceğinin öngörülmesi, adli tıp kriterlerinde de kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını etkileme derecelerinin hafif (1. derece), orta (2. ve 3. derece) ve ağır (4., 5. ve 6. derece) olarak sınıflandırılması karşısında, TCK'nin 87/3. maddesi uyarınca kırığın hayat fonksiyonlarına etkisi dikkate alınarak makul oranda bir artırım yapılması gerekirken, TCK'nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesini ihlal edecek şekilde (1/3) oranında artırım yapılmak suretiyle sanık ... hakkında fazla ceza tayini,
Birden fazla nitelikli halin ihlali ile atılı kasten yaralama suçunu işlediği kabul edilen sanık ... hakkında temel cezanın TCK'nin 3. maddesinde belirtilen ''cezada orantılılık'' ilkesi uyarınca makul bir oranda alt sınırdan uzaklaşılarak tayini gerekirken, asgari hadden ceza verilmesi suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafi ile sanıklar ... ve ...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükümlerin BOZULMASINA 20/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.