Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/6479 Esas 2020/8144 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6479
Karar No: 2020/8144
Karar Tarihi: 10.12.2020

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/6479 Esas 2020/8144 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/6479 E.  ,  2020/8144 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün tüm davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR
    Davacı vekili, dava konusu 255 ada 47 ve 48 parsel sayılı taşınmazların davalılar tarafından işgal edildiğini, dava konusu taşınmaz üzerindeki dükkanların davalı Dernek adına başkan Abdullah tarafından diğer davalılara kiraya verildiğini, bu şekilde işgal edildiğinden taşınmazın davacıya teslimi ile son 5 yıllık ecrmisil alacağı olan 5014 TL nin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 12.02.2009 tarihli dilekçesi ile ise 01.01.2004- 31.12.2008 arası için 7860 TL talep ettiğini, dava dilekçesinde hatalı yazıldığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla bu miktar ecrimisilin tahsili ile davalıların müdahalesinin men’i ve muhdesatın yıkımıyla taşınmazın boş olarak teslimini talep etmiştir.
    Davalılar beyanda bulunmamışlardır.
    Mahkemece; davanın kabulüne, davaya konu 255 ada 48 parsel ile 255 ada 47 parsel sayılı taşınmazlara davalıların müdahalelerinin meni ile parseller üzerindeki muhdesatın da yıkılarak davacı idareye boş olarak teslimine, kal masraflarının davalılar tarafından müşterek ve müteselsil olarak karşılanmasına, 255 ada 48 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapı için 23.03.2004-23.03.2009 tarihleri arasındaki döneme ait ecrimisil tazminatının 23.104,81 TL olduğunun tespiti ile bu bedelin; 4.000,00 TL"lik bölümünün 23.03.2005 yılından itibaren, 4.150,40 TL"lik bölümünün 23.03.2006 yılından itibaren, 4.603,75 TL"lik bölümünün 23.03.2007 yılından itibaren, 5.087,24 TL"lik bölümünün 23.03.2008 yılından itibaren, 5.263,42 TL"lik bölümünün 23.03.2009 yılından itibaren, işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsili ile davacıya verilmesine, 255 ada 48 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan dükkan için 23.03.2004-23.03.2009 tarihleri arasındaki döneme ait ecrimisil tazminatının 8.664,31 TL olduğunun tespiti ile bu bedelin; 1.500,00 TL"lik bölümünün 23.03.2005 yılından itibaren, 1.556,40 TL"lik bölümünün 23.03.2006 yılından itibaren, 1.726,41 TL"lik bölümünün 23.03.2007 yılından itibaren, 1.907,72 TL"lik bölümünün 23.03.2008 yılından itibaren, 1.973,78 TL"lik bölümünün 23.03.2009 yılından itibaren, işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsili ile davacıya verilmesine, 255 ada 47 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan dükkan için 23.03.2004-23.03.2009 tarihleri arasındaki döneme ait ecrimisil tazminatının 3.465,72 TL olduğunun tespiti ile bu bedelin; 600,00 TL"lik bölümünün 23.03.2005 yılından itibaren, 622,56 TL"lik bölümünün 23.03.2006 yılından itibaren, 690,56 TL"lik bölümünün 23.03.2007 yılından itibaren, 763,09 TL"lik bölümünün 23.03.2008 yılından itibaren, 789,51 TL"lik bölümünün 23.03.2009 yılından itibaren, işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm tüm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemine ilişkindir.
    1. 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat salahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun"un 13. maddesine göre de; tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Yönetmeliği"nin 21. maddesinde de; tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
    Ayrıca 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu İkinci Bölüm"deki Dernekler Ayrımında yer alan 85. maddesine göre yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır ve 5253 Sayılı Dernekler Kanunu"nun Dernek Görevlileri ve Ücretleri başlıklı 13. maddesine göre de dernek hizmetleri gönüllüler veya yönetim kurulu kararı ile göreve başlatılan ücretliler aracılığıyla yürütülür.
    Somut olayda; dava dilekçesi "… gösterilen adreste yetkili ... imzasına teslim edildi" şerhiyle tebliğ edildiği, tebligatın şeklen usule uygun olduğu anlaşılmış ise de temyiz dilekçesinde derneğin yönetim kurulu başkanı olduğu anlaşılan ... duruşma günlerinin tebliğ edilmediğini savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüştür. Dolayısıyla Mahkemece tebliğ tarihi itibariyle muhatap yerine tebligatı alan dosya kapsamında kiracı olduğu belirtilerek aleyhine dava açılan ...’ın babası ...’ın, davalı Dernekte yetkili temsilci ya da yönetim kurulu üyeleri tarafından atanan ve onların yokluğunda tebliğ alabilecek konumda memur ya da görevli sıfatının olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.
    2. Yine davalılardan ... ve ...’ye yapılan tebligatlar incelendiğinde ise bir kısım tebligatlarda yetkili, bir kısmında iş yeri sahibi, bir kısmında ise daimi işçi ...’a denilmek suretiyle tebligatlar yapılmıştır. Dava dilekçesinde davalıların dernek başkanı tarafından kiraya verilen yerlerin kiracıları oldukları belirtilmiş olup tebligat yapılan kişi ise yine dava dilekçesinden anlaşıldığına göre dernek kiracısı olan ...’ın babası ... olup tebliği almaya yetkili olup olmadığı yeterli şekilde araştırılmamıştır. Ayrıca tebligatlar yapılırken davalıların tevziat saatleri içerisinde nerede oldukları da belirtilmemiştir. Bu nedenle dosya kapsamında bu kişilere yapılan tebligatlar usulüne uygun değildir.
    3. Davalılardan ...’a ise tebligatlar aynı konutta oturan eşi ...’a yapılmış olup davalı ...’ın tevziat saatlerinde nerede olduğu yazılmadığından bu kişiye yapılan tebligat da usulüne uygun değildir.
    Bilindiği üzere; HMK"nin 27. maddesinde; “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasa"nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Taraflar “silahların eşitliği ilkesi” gereği iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat hakkına sahiptirler. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Dolayısıyla yukarıda açıklanan sebeplerle davalılara usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra toplanmış ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tüm davalıların temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre tüm davalıların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 10.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara