Esas No: 2021/12397
Karar No: 2022/925
Karar Tarihi: 01.02.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/12397 Esas 2022/925 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2021/12397 E. , 2022/925 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : 1)... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/01/2020 tarihli ve 2017/306 Esas, 2020/50 sayılı Kararı ile; sanıklar hakkında görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet,
2)... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 29/09/2020 tarihli ve 2020/945 Esas, 2020/1336 sayılı Kararı ile; sanıklar haklarındaki hükümlere yönelik istinaf başvurularının esastan reddi.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihlerinde ... Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan sanıkların, borçlular ... Ltd. Şti. ve ... hakkında ... 3. İcra Müdürlüğünün 2008/7462 Esas sayılı takip dosyası üzerinden alacaklı katılan vekili sıfatıyla yaptıkları icra takibinde, borçlulara ait taşınmazlar üzerinde katılanın lehine bulunan hacizlerin fek edilme işlemlerini katılanın bilgisi dışında gerçekleştirerek ve 13/11/2008 tarihinden yenileme işleminin yapıldığı 03/05/2016 tarihine kadar hiç işlem yapmadan dosyanın işlemsiz kalmasına sebep olarak görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia ve kabul edilen somut olayda; sanıkların aşamalardaki savunmalarında yapılan icra takibinin baştan itibaren muvazaalı olup katılanın borçlu şirketin gayriresmi ortağı olduğunu ve yapılan her işlemin katılanın bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğini beyan etmeleri, dinlenen tanıkların bu hususları doğrulayan anlatımları ile katılanın sanıkları olay tarihinden uzunca bir süre sonra şikayet etmesi hususları nazara alındığında, tüm dosya kapsamına göre sanıkların savunmalarının aksine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, atılı suçtan beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanun'un 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması, temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde tayin edilmesi gerekirken, belirtilen ilkelere ve 5237 sayılı TCK'nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olarak, sanıklar hakkında temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Görevi kötüye kullanma eylemini aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla işlediği kabul edilen sanıklar hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
Adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının hüküm fıkrasında gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafi ile sanıklar ... ve ...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmaya konu kararın niteliği de nazara alınarak aynı Kanun'un 304/2-a maddesi gereğince dosyanın ... 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 01/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.