19. Hukuk Dairesi 2014/10381 E. , 2014/13958 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mah. Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 01.04.2009 tarihli, 5 yıl süreli tüplügaz bayilik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince davalı yanın başka bir firmanın bayiliğini alamayacağını, sözleşme devam ederken davalının bayiliğinin devam ettiği adresi ve aboneleriyle başka bir dağıtım firması bayisine devrederek kendi bayilik faaliyetlerini sona erdirdiğini, davalının en son 04/06/2010" da gaz alımı yaptığını, 13.08.2010 tarihli yazı ile de bayilik sözleşmesini feshettiğini, davalının bu davranışlarının sözleşmeye aykırı olduğu gibi haksız rekabete de neden olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı olmak üzere, mahrum kalınan kar karşılığı 8.000-TL" nin ve 15.000-TL manevi tazminatın 13/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin yerine getirmediği bir yükümlülüğün olmadığını, davacının müvekkiline tüpgaz göndermeyi kesmesi nedeniyle müvekkilinin zorunlu olarak satışını durdurduğunu, yıl sonunda da müşterilerini kaybettiğinden işini kapattığını, o aradaki dönemde ise kömür sattığını, davacıda halen müvekkiline ait bedelsiz kalmış çekler, senetler ve ipoteklerin olduğunu, sözleşmede tarih olmadığını, davacının dürüstlük ilkesine aykırı davrandığını, tüzel kişiliğin manevi tazminat talep etme hakkının olmadığını, ortada manevi zararın da söz konusu olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki sözleşmenin 01/04/2014 tarihine kadar geçerli olduğu, ancak davalının 13/08/2010 tarihinde tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiği, davalı her ne kadar sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini iddia etmiş ise de, bu iddiasını ve sözleşmeyi ifa etmemede hiçbir kusurunun bulunmadığını ispat edemediği, davalı tarafından belirtilen işi bırakma olgusunun sözleşmenin haklı olarak feshi için yeterli olmadığı, usul ve yasaya uygun, denetime elverişli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının davalıya 2010 yılı içerisinde yaptığı satıştan ilgili yıl içerisinde %2.78 kar elde edip, yıllık satıştan 2.033,45-TL kazandığı, buna göre sözleşme sonuna kadar geçecek 4 yıl için toplam 8.133,81-TL kardan mahrum kaldığının belirlendiği, davalının
davacının bu zararını karşılaması gerektiği, davacı tarafın bilirkişi raporunda belirlenen bedel üzerinden davasını ıslah etmediği, buna göre taleple bağlı kalınarak 8.000-TL"nin dava tarihi olan 07/07/2011 tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, manevi tazminat talebi bakımından ise, davacının sözleşmenin haksız feshi nedeniyle TTK" da yazılı manevi tazminatlardan birine hak kazanamayacağı, genel düzenleme olan (mülga 818 sayılı Yasanın 49. maddesi) 6098 sayılı TBK"nın 58. maddesindeki şartların da oluşmadığı kanaatine varıldığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.