Esas No: 2014/18695
Karar No: 2014/18399
Karar Tarihi: 16.12.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/18695 Esas 2014/18399 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/11/2012
NUMARASI : 2011/469-2012/332
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
Kamulaştırma Yasası"nın 10. maddesi ile bedelin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddenin (g) bendi hükmüne göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değeri esas alınarak değerinin tespit edilmesi gerekir.
Bu esaslara göre gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için; emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte, dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması gereklidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda Alakop 1716 sayılı ve G... 2882 parsellerin satışı emsal olarak değerlendirmeye alınmıştır.
Bilirkişi raporunda 1716 ile 1714 parselin ayrı ayrı değerleri belirtilmeden tek bedel üzerinden 15.000,00 TL’ ye satıldığı, 1716 sayılı parselin ana yola cepheli olduğu, bu nedenle diğer parselden %40 daha değerli olduğu kabul edilerek birim m² değerinin hesaplandığı belirtilmiştir. Satış akit tablosunda ise toplam bedelin 15.000,00 TL olduğunun belirtildiği ancak yüzölçüm miktarlarının yazılı olduğu sütunda ise 1716 parselin yüzölçüm miktarı olan 400 m² karşısında 6.000,00 TL, 1714 parselin yüzölçüm miktarı olan 587 m² karşısında da 9.000,00 TL yazılı olduğu görülmüş olup emsalin satış akit tablosunda belirtilen bedelinden farklı şekilde değerlendirmeye alındığı, diğer emsal olan 2882 parsel bakımından ise satış işlemine ait akit tablosundan, 1423,52 m² sulu tarla vasfındaki taşınmazın 1/2 hissesi 160.000,00 TL bedel ile üzerindeki mevcut ipoteğin hukuki vecibeleri de devredilmek suretiyle satıldığı, satışın şekli dikkate alındığında serbest satış olmadığı ve taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığı kanaatini uyandırdığı anlaşıldığından uygun olmayan emsaller esas alınarak hazırlanan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Mahkemece tarafların vereceği ya da re"sen getirtilecek kayıtlar üzerinden yukarıda açıklanan ilkelere uygun taşınmaz satışları araştırılarak emsal olabilme niteliklerine uygun bulunanlar tespit edilip bu emsallerin 11. maddenin (d) bendinde öngörülen vergiye esas olmak üzere ilgili belediyelerce bulundukları cadde veya sokak için değerlendirme tarihindeki asgari m² değerleri getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme, emsal taşınmazların ise değerlendirmeye esas alınan satış tarihleri itibarıyla imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıkları da belediye imar ve tapu müdürlüklerinden araştırılıp bu emsallere göre ve ayrıntılı olarak karşılaştırma yapan raporlar alınarak oluşacak duruma göre karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.