Esas No: 2014/8998
Karar No: 2014/13853
Karar Tarihi: 22.09.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/8998 Esas 2014/13853 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmasız, davalılar vekilince de her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de duruşma istemi süresinde olmadığından reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 14.04.2010 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile 22.12.2010 tarihli Ek Sözleşmenin imzalandığını, bayilik sözleşmesinin 3 yıllık olduğunu, davalının süresinden önce sözleşmeyi 24.05.2011 tarihli ihtar ile haksız bir şekilde feshettiğini, ... sözleşmelerinin ...’a devri konusunun fesih nedeni yapılamayacağını, Bayilik Sözleşmesi’nin 3/a maddesinde “..., iş bu anlaşmadan doğan hak ve yükümlülüklerini, Bayi’nin izni olmaksızın üçüncü şahıslara devir ve temlik edebilir”hükmünü içerdiğini, davalının feshi haksız olduğu için cezai şart, tonaj ihlali, kâr mahrumiyeti alacağı doğduğunu ileri sürerek şimdilik Bayilik Sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan 2.500 USD.cezai şart, kâr mahrumiyeti nedeniyle 5.000 TL.ek sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan 2.500 USD.cezai şart alacağının fesih tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında bayilik sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart talebini 143.000.00 USD.kâr mahrumiyeti talebini 300.000.00 TL.olarak ıslah etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu, davacının talep edebileceği cezai şart miktarının 143.000 USD.olduğu, bu miktar davalının mahfına sebep olacağı için 1/4 oranında indirim yapılmasının uygun olacağı, mahrum kalınan ve talep edilebilecek kâr miktarının bilirkişi heyeti belirlenmesine göre, 17.365.10 TL.olduğu, 14.04.2010 tarihli sözleşmedeki cezai şart hükümlerine ilaveten 22.12.2010 tarihli cezai şart bedelinin de talep edilmesinin hem TTK.nun 20/2, hem de MK.nun 2.maddeleriyle bağdaşmayacağı, bir başka ifade ile ikinci cezai şart talebinin yerinde olmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Hüküm davalılar vekiline 21.03.2014 tarihinde davacı vekilinin temyiz dilekçesi ise 10.04.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalılar vekilince 24.04.2014 tarihli temyize cevap dilekçesiyle hükmün katılma yolu ile temyiz edildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK.nun geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 433/2.maddesine göre katılma yolu ile temyiz süresi 10 gün olup, davalı vekilinin temyize cevap ve katılma yolu ile temyiz istemini içeren dilekçesinin bu süre geçtikten sonra verildiği görülmüştür. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davalılar vekilince süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davalıların yatırdığı peşin harcın istek halinde iadesine, 22.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.