Esas No: 2018/5208
Karar No: 2022/1860
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/5208 Esas 2022/1860 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2018/5208 E. , 2022/1860 K.Özet:
Mahkeme, ihtilasen zimmet suçundan mahkumiyet hükmü verdi. Ancak, belirlenen zarar miktarı üzerinden hüküm tarihi Harçlar Tarifesi uyarınca nispi harca hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve ağırlığıyla orantılı temel cezaların belirlenmemesi gibi hatalar tespit edildi. Bunun yanı sıra, tayin edilen para cezasının aynı kanunun teselsül nedeniyle artırılamayacağı gözetilmedi ve sanığın hapis hali sona erinceye kadar 765 sayılı TCK’nin 33. maddesi uyarınca yasal kısıtlılık altında bulundurulması gerektiği unutuldu. Bu nedenlerle, hüküm bozuldu ancak hükümdeki bu hataların düzeltilebileceği belirtildi. Kanun maddeleri ise şöyle:
- 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi
- CMUK'un 318., 321., 322. ve 326. maddeleri
- 765 sayılı TCK'nin 202., 31. ve 33. maddeleri
- 5237 sayılı Kanun’un nitelikli zimmet ile resmi belgede sahtecilik suçlarına ilişkin kurulan hükümleri
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İhtilasen zimmet
HÜKÜM : Müteselsilen ihtilasen zimmet suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 318. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık ... yönünden DURUŞMALI, duruşma talebi bulunmayan diğer sanıklar Baki ve Hüseyin yönünden DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklardan şikayetçi olduklarını bildirip katılma talebinde bulunmayan ve haklarında katılanlıklarına ilişkin karar da verilmeyen bir kısım mağdurların gerekçeli karar başlığında katılan olarak gösterilmeleri mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Belirlenen zarar miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca nispi harca hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından, sanığın eylemleri ile ilgili olarak lehe-aleyhe Yasa değerlendirmesi yapılırken 5237 sayılı Kanun’un nitelikli zimmet ile resmi belgede sahtecilik suçlarına ilişkin kurulan hükümlerde sanığın fiillerinin ağırlığıyla orantılı temel cezaların belirlenmemesi ise 765 sayılı Kanun’un açıkça lehe olması ve uygulamanın da buna göre yapılması karşısında sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
765 sayılı TCK'nin 202. maddesinde öngörülen para cezasının meydana gelen zarar esas alınarak belirlenmesi karşısında, tayin edilen para cezasının ayrıca aynı Yasa’nın 80. maddesi uyarınca teselsül nedeniyle artırılamayacağının nazara alınmaması,
765 sayılı TCK’nin 202/2. maddesi ile tayin edilen cezada, doğru uygulamayla sanığın 219/son maddesi uyarınca memuriyetten müebbeten mahrumiyetine karar verildiği halde, ayrıca aynı Kanun’un 31. maddesi gereğince ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklanmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Sanığa verilen cezanın tür ve miktarına göre hükümlülüğün yasal sonucu olan ve kazanılmış hakka konu olmayan 765 sayılı TCK’nin 33. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve aynı Kanun’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün (B) bendinin 2 ve 3 numaralı fıkralarındaki “4.359.768,00” ve “3.633.140,00” ibarelerinin sırasıyla “3.269.826,00” ve “2.724.855,00” şeklinde değiştirilmesi, 5 numaralı fıkrasındaki 765 sayılı TCK’nin 31. maddesinin uygulanmasına ilişkin yasaklamanın hükümden çıkarılması ve yerine hükme “Sanığın hapis hali sona erinceye kadar 765 sayılı TCK’nin 33. maddesi uyarınca yasal kısıtlılık altında bulundurulmasına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle eleştirilen hususlar dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, sanığa verilen cezanın tür ve miktarı ile hükmün onanmış olması karşısında müdafin sanık hakkındaki adli kontrol kararının kaldırılması talebinin bu aşamada REDDİNE,
Sanıklar ... ve ... haklarında kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde ise;
Sanıklara isnat olunan 765 sayılı TCK'nin 202/2. maddesinde düzenlenen zimmet suçunun alt sınırının beş yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi ve sanıklar müdafin 02/05/2014 tarihli dilekçeyle görevinden istifa etmesi karşısında, aleyhe husus içeren bozma ilamına karşı sorgularının müdafi huzurunda yapılması gerekirken, müdafileri hazır bulunmaksızın alınan savunmalarına itibar edilerek hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 150/3, 188/1 ve 289/1-e maddelerine aykırı davranılarak savunma haklarının kısıtlanması,
Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin, sanıkların kazanılmış hakları saklı tutularak, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 16/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
16/02/2022 tarihinde verilen iş bu karar 02/03/2022 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet savcısı Gökhan Köseoğlu olduğu halde, sanık ... müdafi Av. Melahat İpek Yılmaz Göktürk'ün yokluğunda tefhim olundu.