Esas No: 2021/14846
Karar No: 2022/2274
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/14846 Esas 2022/2274 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2021/14846 E. , 2022/2274 K."İçtihat Metni"
İhaleye fesat karıştırma suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 235/1 ve 62. maddeleri uyarınca 2 kez 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 23/05/2007 tarihli ve 2006/131 esas, 2007/87 sayılı kararının Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 30/04/2008 tarihli ve 2007/12276 esas, 2008/3794 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmesini müteakip, 30/04/2013 tarihli ve 28633 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin ihaleye fesat karıştırma suçu yönünden sanık lehine olduğundan bahisle uyarlama talebinin kabulü ile adı geçen sanığın 5237 sayılı Kanun’un 235/3-b ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 27/09/2013 tarihli ve 2013/76 esas, 2013/158 sayılı kararının 12/11/2013 tarihinde kesinleşmesi akabinde, sanık müdafi tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebi hakkında 01/10/2015 tarihinde ek karar verildiğinden bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair aynı Mahkemenin 29/07/2016 tarihli ve 2016/497 değişik iş sayılı kararına vaki itirazın reddine ilişkin merci Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin 05/09/2016 tarihli ve 2016/281 değişik iş sayılı kararı hakkında, 15/12/2016 tarihli ve 94660652-105-42-13937-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talepli yazımızla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurulması üzerine, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 08/03/2017 tarihli ve 2017/276 esas, 2017/849 karar sayılı ilâmı ile kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi sonrasında, sanığın deneme süresi içerisinde suç işlemediğinden bahisle hakkındaki kamu davasının düşürülmesine dair anılan Mahkemenin 13/02/2019 tarihli ve 2018/239 esas, 2019/31 sayılı kararını müteakip, sanığın yargılamanın yenilenmesine yönelik talebinin, 2018/239 esas sayılı dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde düşme kararı verildiği ve dosya kapsamına göre yargılamanın yenilenmesini gerektirecek bir suç bulunmadığı gerekçesi ile reddine ilişkin Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2019 tarihli ve 2006/131 esas, 2007/87 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair merci Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin 12/04/2019 tarihli ve 2019/161 Değişik iş sayılı Kararı ile sanığın yeniden yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunması üzerine sanık tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talepleri hakkında 13/03/2019 tarihinde ek karar verildiğinden bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 05/08/2019 tarihli ve 2006/131 esas, 2007/87 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair merci Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin 09/09/2019 tarihli ve 2019/449 Değişik iş sayılı Kararının;
Dosya kapsamına göre; ihaleye fesat karıştırma suçundan adı geçen sanık hakkında Akşehir Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılaması neticesinde 27/09/2013 tarihinde cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve aynı maddenin 8. fıkrasına göre 5 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, anılan mahkemenin 27/09/2013 tarihli ve 2013/76 esas, 2013/158 sayılı kararının 12/11/2013 tarihinde kesinleşmesi ile 5 yıllık denetim süresinin işlemeye başladığı, sanığın denetim süresinin dolması sebebiyle düşme kararı verilmesine yönelik talepte bulunması üzerine yapılan inceleme neticesinde ise, adı geçen sanığın deneme süresi içerisinde suç işlemediğinden bahisle Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 13/02/2019 tarihli ve 2018/239 esas, 2019/31 sayılı kararı ile kamu davasının düşürülmesine hükmedilmesini müteakip, adı geçen sanık tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin sanık hakkında düşme kararı verildiği ve dosya kapsamına göre yargılamanın yenilenmesini gerektirecek bir suç bulunmadığı gerekçesi ile reddine ilişkin Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2019 tarihli ve 2006/131 esas, 2007/87 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair merci Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin 12/04/2019 tarihli ve 2019/161 Değişik iş sayılı Kararı sonrasında, sanığın yargılamanın yenilenmesi talepleri hakkında 13/03/2019 tarihinde ek karar verildiğinden bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 05/08/2019 tarihli ve 2006/131 esas, 2007/87 sayılı ek kararına yönelik itirazın merci Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin 09/09/2019 tarihli ve 2019/449 Değişik iş sayılı Kararı ile reddine hükmedildiğinin anlaşıldığı,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin 5. fıkrasında "(5) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl (2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.", aynı maddenin 8. fıkrasında "(8) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur..." ve anılan maddenin 10. fıkrasında ise "(10) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.", aynı Kanun’un 223. maddesinin 1. fıkrasında "(1) Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür." ve 5271 sayılı Kanun’un "Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri" başlıklı 311. maddesinde ise "(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:
a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.
c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.
d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.
f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir...
" şeklinde düzenlemelerin yer aldığı,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemenin sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade ettiği ve doğurduğu sonuçlar itibariyla ise karma bir özelliğe sahip olduğu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurması sebebiyle de sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmakta ise de; 5271 sayılı Kanun’un 223/1. maddesi gereğince düşme kararlarının hüküm niteliği taşıdığı, aynı Kanun'un 311. maddesinin e fıkrasında yer alan "e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa." şeklindeki düzenleme de dikkate alındığında, yargılamanın yenilenmesi neticesinde verilebilecek beraat kararının sanık lehine olacağı cihetle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte denetim süresine tabi tutulan sanığın, deneme süresi içerisinde suç işlemediğinin tespiti üzerine verilen kamu davasının düşürülmesine ilişkin kararın, yargılamanın yenilenmesi talebine konu olabileceği nazara alınmadan, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 29/06/2021 gün ve 94660652-105-42-4320-2020-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte gönderilmekle gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK'de kanun yolları, olağan ve olağanüstü şeklindeki ayrım esas alınarak düzenlenmiştir. Bu ayrımda daha önce verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği hususu belirleyici olmaktadır. Kesin olmayan kararlara karşı gidilebilen kanun yolları olağan; kesin ve kesinleşmiş kararlara karşı gidilebilen kanun yolları ise olağanüstü kanun yolları şeklinde isimlendirilmektedir. Buna göre itiraz, istinaf ve temyiz olağan; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı, kanun yararına bozma (yazılı emir) ve yargılamanın yenilenmesi ise olağanüstü kanun yollarını oluşturmaktadır (Ahmet Gökcen–Murat Balcı-M. Emin Alşahin–Kerim Çakır, Ceza Muhakemesi Hukuku, 4. Bası, s. 654; Nur Centel–Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, 16. Bası, s. 853-854). Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli ve 2021/15-198 Esas, 2021/359 sayılı Kararında da belirtildiği üzere yargılamanın yenilenmesi ancak kesinleşmiş hükümlerde başvurulacak bir yol olup hukuki niteliği itibarıyla CMK'nin sistematiği, düzenleniş şekli ve düzenlendiği yer dikkate alındığında tereddütsüz olağanüstü bir kanun yoludur.
Somut olayda sanığın deneme süresi içerisinde suç işlemediğinden bahisle kamu davasının düşürülmesine dair Akşehir Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13/02/2019 tarihli ve 2018/239 esas, 2019/31 sayılı kararın katılanlara tebliğ edilmediği, bu haliyle düşürülme kararı henüz kesinleşmediğinden, bu karara karşı olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesine ilişkin talebin farklı gerekçeyle reddine ve taleple ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair Akşehir Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05/08/2019 tarihli ve 2006/131 esas, 2007/87 ile 13/03/2019 tarihli ve 2006/131 esas, 2007/87 sayılı kararlara vaki itirazların farklı gerekçeyle reddine ilişkin Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12/04/2019 tarihli ve 2019/161 ile 09/09/2019 tarihli ve 2019/449 Değişik iş sayılı Kararların sonucu itibarıyla doğru olduğu gözetilerek, bu kararlara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 24/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.