Esas No: 2018/12856
Karar No: 2022/2926
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/12856 Esas 2022/2926 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2018/12856 E. , 2022/2926 K.Özet:
Sanık, İzmir Barosuna kayıtlı bir avukat olarak, müvekkili olan alacaklı şirket adına yaptığı takip sırasında katılan tarafından gönderilen 5.500 TL'yi iade etmeyerek kendinde tutmakla suçlanmıştır. Mahkeme, bu eylemin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna karar vermiştir. Ancak, 2019 yılında yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişiklikle birlikte hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Kanuna aykırı olduğu tespit edilen hüküm, bozulmuştur.
Detaylar:
- Mahkeme: Ağır Ceza Mahkemesi
- Suç: Zimmet
- Hüküm: Mahkumiyet
- İlgili Kanun Maddeleri:
- TCK'nin 5. maddesi
- 7188 sayılı CMK ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesi
- 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi
- 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nin 155/2. maddesinde tanımı yapılan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu uzlaşma kapsamına alınmıştır.
- 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi
- 6763 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile değişik CMK'nin 254. maddesi
- CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde İzmir Barosuna kayıtlı avukat olan sanığın alacaklı ... A.Ş. vekili sıfatıyla İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/399 Değişik iş sayılı ihtiyati haciz Kararı uyarınca İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2005/4374 Esas sayılı dosyası üzerinden başlattığı takip sırasında katılan tarafından teminat ve avans olarak gönderilen 5.500 TL'yi haczin kesinleşmesinden sonra 11/07/2005 tarihinde aldığı halde müvekkili olan katılana iade etmeyerek uhdesinde tutması şeklinde gerçekleştiği iddia edilen eyleminin, TCK'nin 5. maddesinin 01/01/2009 tarihinde yürürlüğe girmiş olması da nazara alındığında, sübutu halinde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nin 155/2. maddesinde tanımı yapılan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesinin ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur'' hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile değişik CMK'nin 254. maddesi uyarınca aynı Kanun'un 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 10/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.