19. Hukuk Dairesi 2014/10196 E. , 2014/13444 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkide davalının ödemelerini geciktirmesi nedeniyle cari hesap borcunun doğduğunu, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde ödeme emrinin davalı şirket sekreterine 20/12/2012 tarihinde tebliğ edildiğini, bu arada 24/12/2012 tarihinde davalı şirket yetkililerinin kötüniyetli olarak müvekkili şirket yetkililerini aradıklarını ve sanki icra takibi yapıldığını bilmiyormuş gibi kendilerine icra takibi yapılmadığını ve yapılmayacağını bildiren bir yazı verilmesi şartıyla borcun ödeneceğini bildirdiklerini, müvekkil şirket muhasebecisinin icra takibi yapıldığından haberdar olmaması nedeniyle teklifi kabul ettiğini, söz konusu yazıyı verdiğini ve karşılığında ileri vadeli çekleri teslim aldığını, daha sonra durumun anlaşılması üzerine müvekkilinin TBK"nın 100.maddesi gereğince söz konusu çeklerin kısmi ödemelerinin öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilerine mahsup edileceğini davalı şirket muhasebecisine hem mail yoluyla hem de iadeli taahhütlü mektupla bildirdiğini, bu arada davalının şikayeti üzerine icra hukuk mahkemesi kararıyla 20/12/2012 tarihli tebligatın usulsüz olduğuna karar verildiğini, davalının borca itiraz ettiğini, bunun yanında 05/11/2012 tarihli 10.000,00 TL bedelli olan ve davalıya iade edilemeyen çek ile 13/12/2012 tarihli 2.000,00 TL bedelli davalı ödemesi dikkate alındığında davalı borcunun 67.729,47 TL olduğunu, davalı tarafça verilen çek bedelleri toplamının ise 67.722,00 TL olduğunu, ancak gerçek borç değeri olan 67.729,47 TL üzerinden hesaplanan 7.468,36 TL vekalet ücreti ile son vadeli tarihli çek olan 20/06/2013 tarihine kadarki 2.363,48 TL tutarındaki faiz alacağının tahsil edilemediğini, asıl alacağa yönelik bir taleplerinin olmadığını belirterek itirazın 9.831,84 TL üzerinden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ödeme emrinden 02/01/2013 tarihinde haberdar olduğunu, dolayısıyla davacı şirket yetkilisi tarafından 24/12/2012 tarihinde yazı gönderildiğinde icra takibinden haber olmadığını ve borcuna karşılık 6 adet çek verdiğini, bu şekilde cari hesabın kapatıldığını, davacının iddia ettiği gibi çeklerle yapılan ödemelerin öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere sayılacağına ilişkin bir yazının da müvekkiline ulaşmadığını savunarak davanın reddini ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; icra hukuk mahkemesi kararıyla ödeme emrinin usulsüz olduğunun ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 02/01/2013 olarak kabul edildiğinin karara bağlandığı, davacı şirket tarafından davalı şirkete 24/12/2012 tarihli yazı gönderilerek “24/12/2012 tarihine kadar olan geçmiş sürede yapılmış icra takibinin bulunmadığının, çeklerin vadesi gelene kadar da icra takibi yapılmayacağının” bildirilmiş olduğu, davalı tarafından aynı tarihli makbuz ile davacıya ödeme olarak 6 adet toplam 67.722,00 TL bedelli çek teslim edildiği, davacı taraf 24/12/2012 tarihli belgenin davacı şirketin muhasebecisi tarafından verildiğini ve muhasebecinin de kandırıldığını iddia etmiş ise de bu iddiasını ispatlayamadığı, buna göre ödeme emri davalıya ulaşmadan davalı tarafından davacıya yapılan ödemenin kabul edildiği, ayrıca davacı tarafından çeklerin vade tarihine kadar icra takibi yapılmayacağının da kabul edildiği, buna göre alacak için davalıya vade verildiği, dolayısıyla çek bedelleri toplamı olan 67.722,00 TL alacak muaccel olmadığından bu alacak yönünden icra takibi yapılmış olmasının yerinde olmadığı, zaten davacı tarafından da asıl alacak yönünden talepte bulunulmadığı, davacı vekili davalı şirkete yapılan ödemelerin TBK"nın 100. maddesi gereğince faiz, masraf ve fer"ilerine mahsup edileceğini davalıya bildirdiğini iddia etmiş ise de bu yazının davalıya ulaşmadığının anlaşıldığı, bunun yanında takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilmediği, takip tarihinden sonra faiz işler ise de borcun vadesi yenilendiğinden ödeme miktarı kadar faizin de işlemeyeceği,davacının faiz talebinin yerinde olmadığı, bunun yanında ödeme emrinin tebliğinden önce davacı şirket yetkilisi tarafından icra takibi yapılmayacağı taahhüt edilmiş olduğundan borcun yenilenmiş olduğu ve takipten de zımni olarak feragat edilmiş olduğu, bu sebeple davacının vekalet ücreti talebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve davacının takipte kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.