Esas No: 2021/2672
Karar No: 2022/3132
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/2672 Esas 2022/3132 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2021/2672 E. , 2022/3132 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
KATILANLAR : Hazine, Adalet Bakanlığı
SUÇ : Nitelikli zimmet
HÜKÜM : 1) ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/06/2019 tarihli ve 2018/458 Esas, 2019/360 sayılı Kararı ile zincirleme basit zimmet suçundan mahkumiyet
2) ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 31/12/2020 tarihli ve 2019/3224 Esas, 2020/3194 sayılı Kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK'nin 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede;
5237 sayılı TCK’nin 212. maddesindeki “Sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur” şeklindeki düzenleme uyarınca, sanığın sahte tebligat listesi ve reddiyat makbuzu düzenlemek şeklindeki eylemleri nedeniyle hakkında sahtecilik suçundan dolayı zamanaşımı süresi içinde mahallinde kamu davası açılması mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı TCK'nin 247. maddesinde düzenlenen zimmet suçunun oluşması için "kamu görevlisinin veya özel mevzuatları gereği kamu görevlisi gibi cezalandırılabilen kişilerin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi"nin gerektiği, yazı işleri müdürleri ile zabıt katiplerinin görev, sorumluluklarını düzenleyen ve suç tarihinde yürürlükte bulunan Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin yazı işleri müdürünün görevlerine ilişkin 169/3-ğ maddesindeki hüküm ile aynı maddenin 7. fıkrasındaki ''Yazı işleri müdürü, yerine getirmekle yükümlü olduğu görevleri yazı işleri hizmetlerinde görevli personele devredemez'' ve 4. fıkrasındaki zabıt katibinin görevlerine ilişkin düzenlemeler ile 263. maddesindeki ''Bu Yönetmelikte açık hüküm bulunmayan hâllerde Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumlarca yürürlüğe konulan diğer yönetmeliklerin ilgili hükümleri uygulanır'' hükmü ışığında 11/07/2015 tarihli Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin İdari İşler İle Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin harç ve masrafları almaya yetkili olanlara ilişkin düzenlemesini içeren 89. maddesindeki ''Ön büro teşkilatı bulunan yerlerde bu iş yalnızca veznedara aittir. Zabıt kâtipleri, memurlar veya mübaşirler, bir işlemin ifası için ödenmesi gerekli harç ve masrafları iş sahiplerinden alamazlar. Harç ve masrafların tahsili işi kendisine verilmiş olan yazı işleri müdürü, görev sebebiyle yerinden ayrıldığı zaman iş sahiplerinin beklememesi için başkanın onayı ile önlem alır'' ve son olarak da suç tarihinde yürürlükte bulunan Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin mahkeme veznelerinin denetimine ilişkin 67/1. maddesindeki ''Mahkeme veznelerinin sayım ve hesapların kontrolü ile denetimi bu Yönetmeliğin Dördüncü Kısmının Birinci, İkinci ve Üçüncü Bölümlerinde gösterilen esaslar dairesinde yapılır. Banka ve PTT vasıtasıyla mahkemelere gönderilen ve mutemet defteri ile yazı işleri müdürleri tarafından bu yerlerden alınan paralar vezne kayıtlarıyla karşılaştırılır'' şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Espiye Kadastro Mahkemesinde zabıt katibi olarak görev yapan sanığın, tebligat masrafı olarak yazı işleri müdürü tarafından vezneden kendisine verilen paraların teslimi hususunda görevlendirilmesinin yasal olarak mümkün olmaması karşısında, suça konu paraların kendisine görevi nedeniyle tevdi edilmiş sayılamayacağı, bu paralar üzerinde muhafaza ve gözetim sorumluluğunun olmadığı, yasal tevdi unsurunun da gerçekleşmediği, bu nedenle zimmet suçunun unsurlarının oluşmadığı, posta masrafı olarak aldığı paranın dayanağı olan tebligatların yapılmaması gereken usulsüz tebligatlar olması durumunda eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nin 158/1-e maddesinde düzenlenen zincirleme şekilde kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, şayet tebligatlar usulüne uygun olmakla birlikte PTT’ye teslim edilmemiş ve parası mal edinilmiş ise aynı Yasa’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluşacağı, bunun yanında sanık savunması ve bir kısım tanık anlatımlarında tebligatların usulsüz olduğu bildirilmiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususta bir görüşe yer verilmediği, bu haliyle raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gözetilerek suç vasfının belirlenebilmesi için belirtilen konuda farklı bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılması sonrasında sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sahte tebligat listeleri ve reddiyat makbuzları karşılığı vezneden para alarak zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarda bulunan sanığın zincirleme nitelikli zimmet suçundan mahkumiyeti yerine zincirleme basit zimmet suçundan cezalandırılması suretiyle eksik ceza tayini,
TCK'nin 53/1-a madde-fıkra-bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle yüklenen zimmet suçunu işlediği kabul edilen sanığın 53/5. maddesi gereğince bu bentteki hak ve yetkilerin tamamını kullanmaktan yasaklanması yerine memuriyet hak ve yetkilerini kullanmasının yasaklanmasına karar verilmek suretiyle sınırlı uygulama yapılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sanığın sonuç ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün CMK'nin 302/2 ve 307/5. maddeleri gereğince BOZULMASINA, bozmaya konu kararın niteliği de gözetilerek aynı Kanun'un 304/2-a maddesi gereğince dosyanın ... 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE, adli kontrol kararının kaldırılması isteminin mahallinde değerlendirilmesine 16/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.