Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/527 Esas 2022/3255 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/527
Karar No: 2022/3255
Karar Tarihi: 17.03.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/527 Esas 2022/3255 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, müteselsilen ihtilasen zimmet suçundan mahkum edilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun belirttiği gibi, lehe yasa karşılaştırılmasında matematiksel bir ölçü konulmamalıdır. Mahkeme, sanığın eylemdeki etkinliğini, meydana gelen zararı ve yargılama sürecindeki tutumunu gözetip ceza miktarını belirlemelidir. Mahkemenin ceza miktarına ilişkin belirlediği orantılılık ilkesi ihlal edilmemiştir. Ancak, mahkeme sanığın kazanılmış hakkını gözetmeden ceza miktarını belirlemiştir. Bu nedenle hüküm bozulmuştur. CMUK'un 326/son maddesi uyarınca sanığın infaz edilmesi gereken sonuç cezası 2 yıl 5 ay 5 gün hapis cezasıdır.
5. Ceza Dairesi         2019/527 E.  ,  2022/3255 K.

    "İçtihat Metni"

    İNCELENEN KARARIN;
    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Müteselsilen ihtilasen zimmet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 29/04/2008 gün ve 2008/5-41 Esas, 2008/89 sayılı Kararının gerekçesinde de kısmen açıklandığı üzere, lehe yasa karşılaştırılmasında, önceki yasadaki ceza asgari hadden tayin edilmiş ise yeni yasada da mutlak suretle asgari hadden tayin edilmelidir ya da indirimler en üst oranda uygulanmış ise 5237 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasında da aynı şekilde azami oranda indirim yapılmalıdır veya önceki yasada temel cezadan ne oranda uzaklaşılmış ise sonraki yasada da temel cezadan o oranda uzaklaşılmalıdır şeklindeki matematiksel bir ölçü konulmasının cezanın kişiselleştirilmesi ilkesine aykırı olacağı, gerek lehe yasanın belirlenmesinde gerekse temel cezanın tayin edilmesinde artırım ve indirim maddelerinin uygulanmasında bir çelişki ve zafiyet yaratılmamış olduğu takdirde hakimin her somut olayda, sanığın eylemdeki etkinliğini, meydana gelen zarar ile yargılama sürecindeki tutumunu ve sair halleri gözetip 765 sayılı TCK'nin 29 ve 5237 sayılı TCK'nin 61. maddelerince şahsileştirme yöntemiyle hükmünü kurmakta özgür olduğu gözetilerek mahkemenin gerekçesine nazaran lehe yasanın temel ceza olarak belirlenmesine ilişkin miktarlarda orantılılık ilkesinin ihlal edilmediği kabul edilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünde CMUK'un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle cezanın 2 yıl 5 ay 5 gün üzerinden infaz olunacağının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken sanığın 2 yıl 5 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, katılan vekili ile sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 5 numaralı bendinin "CMUK'un 326/son maddesi ve aleyhe değiştirme yasağı ile kazanılmış hakkı gözetilerek sanığın infaz edilmesi gereken sonuç cezasının 2 yıl 5 ay 5 gün hapis cezası olarak belirlenmesine," şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA 17/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara