18. Hukuk Dairesi 2014/14162 E. , 2014/16714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/03/2013
NUMARASI : 2011/78-2013/41
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece kamulaştırma bedelinin tespiti hakkında açılan davanın kabulüne, maddi hatanın düzeltilmesi hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin (d) bendi gereğince emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmaz ile emsalin karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin oranı ile bilirkişi raporlarında değerlendirmeye esas alınan oran birbirinden fahiş ölçüde farklı ise bu farklılık ve çelişki giderilmelidir. Bu itibarla dava konusu taşınmazın bağlı bulunduğu cadde veya sokak için 2011 yılı itibarıyla emlak vergisine esas asgari m² değerinin getirtilerek bu yönden bilirkişi raporunun uygunluğunun denetlenmemiş olması,
2-Kamulaştırılan taşınmazın, tapu kaydında herhangi bir kısıtlama bulunmadığı halde, havaalanı bölgesinde ve havaalanı mania planında kaldığından bahsedilerek tespit edilen kamulaştırma bedelinden %10 oranında indirim yapılması suretiyle hesap yapan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi,
3-Dava konusu taşınmazın kamulaştırılan alanının yüzölçümü tapu kaydına göre 198.81 m² olup, bu kısmın tesciline karar verilmesi gerekirken, hüküm fıkrasının ikinci paragrafında 193.47 m² nin tesciline karar verilmiş olması,
4-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan yabancılara satılamaz şerhi ile birlikte davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
5-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.