Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/6587 Esas 2022/3726 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/6587
Karar No: 2022/3726
Karar Tarihi: 13.04.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/6587 Esas 2022/3726 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2018/6587 E.  ,  2022/3726 K.

    "İçtihat Metni"

    İNCELENEN KARARIN;
    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Göreve ilişkin sırrın açıklanması
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Suç tarihinde Amasya İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğünde V.H.K.İ. olarak görev yapan sanığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 9. maddesinde düzenlenen yasağa rağmen ... isimli vatandaşa gizli olan nüfus kütük kayıtlarını göstermek suretiyle üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek hakkında yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmiş ise de;
    5237 sayılı TCK'nin "göreve ilişkin sırrın açıklanması" suçunu düzenleyen 258/1. maddesinde "Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir" hükmüne yer verildiği, madde gerekçesinde "Maddede, kamu görevine ilişkin sırrın ifşası cezalandırılmaktadır. Söz konusu suç, gizli kalması gereken hususları açıklamak, yayınlamak veya ne suretle olursa olsun bunlardan başkasının bilgi edinmelerini kolaylaştırmak suretiyle oluşacaktır. Suçun faili, bir kamu görevlisi olacaktır. Suçun konusu, ifa edilen kamu göreviyle ilgili olan ve gizli tutulması yani sır olarak saklanması gereken bilgilerdir" denildiği, burada yer alan "sır" ibaresinin "Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey", "ifşa" ibaresinin ise "Gizli bir şeyi açığa çıkarma, yayma" (Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük) anlamlarına geldiği, ayrıca Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 43. maddesinde "Kişinin aile kütüğündeki kaydının çıkarılması ve aslına uygunluğunun nüfus müdürlüğünce onanması ile elde edilen nüfus kayıt örnekleri, aksi ispat edilene kadar geçerlidir. Nüfus kayıt örneği, istenme nedeni ve hangi amaçla kullanılacağının belirtildiği yazılı istek olmadan verilemez. Ancak kişinin kimliğini kanıtlayan resmî bir belge ile şahsen başvurması halinde yazılı müracaat aranmaz..." ve 44. maddesinde de "nüfus kayıt örneğini kaydın sahiplerinin nüfus müdürlüklerinden doğrudan almaya yetkili olduğu" yönünde düzenlemelerin yer aldığı,
    Sanık ve tanık ...'in aşamalardaki benzer anlatımlarından; kimliği sanıkça bilinen tanığın, üstsoyunun soyadında bir değişiklik olup olmadığını öğrenmek ve bu kapsamda soyadını değiştirmek hususlarında nüfus kaydına ilişkin bilgi almak amacıyla il müdürlüğüne geldiğine ve devamında mahkemece oluşa uygun olarak kabul edilen eylemin gerçekleştiğinde bir tereddüt bulunmadığı, bunun yanında hükme esas alınan ve olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisi olan tanıklar ... ve ...'in ifadelerinde sanık ile ...'in üçüncü bir şahsa ait nüfus bilgilerini inceledikleri yönünde bir anlatımın da bulunmadığı,
    Tüm bu bilgiler ve yasal düzenlemeler ile dosyadaki mevcut deliller ışığında somut olay değerlendirildiğinde; nüfus kayıt örneğini kaydın sahibi olarak nüfus müdürlüğünden doğrudan almaya yetkili olan ...'in sözlü talebi üzerine kimliğini bildiği bu şahsa yardımcı olmak amacıyla ilgiliyi tescil odasına götüren sanığın, görevlilerin yerinde olmaması nedeniyle adı geçenle birlikte odaya girip şahsa ait nüfus kayıtlarını birlikte incelemek şeklindeki eyleminde, TCK'nin 258. maddesinin düzenlenmesindeki amaca aykırı davranış bulunmadığı, sanığın suç işleme kastıyla hareket etmediği, kaldı ki nüfus kayıt örneğini her zaman doğrudan almaya yetkili olan ...'e bu bilgilere ilişkin belgelerin açıklanmasının yukarıda değinildiği şekilde sır olarak saklanması gereken bilgilerin ifşası niteliğinde olmadığından suçun yasal unsurlarının da oluşmadığı nazara alınıp sanık hakkında atılı suçtan beraat kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kabule göre de;
    Yüklenen suçu TCK'nin 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, 53/5. maddesi gereğince, ayrıca, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 13/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara