Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/4430 Esas 2022/3827 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/4430
Karar No: 2022/3827
Karar Tarihi: 14.04.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/4430 Esas 2022/3827 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık zimmet suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, suçtan zarar gören Hazineye kararın tebliği yapılmamış ve hüküm açıklanması geri bırakılmıştır. Sanık daha sonra kasten yeni bir suç işlemiş, bu sebeple açıklanması geri bırakılan hüküm kesinleşmeden açıklanmıştır. Ancak, hüküm açıklanması için öncelikle geri bırakılması kararının kesinleşmesi gerektiği belirtilmiştir. CMK'nin 231/11. maddesi ve fıkrasına göre denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi durumunda mahkeme hükmü açıklayacaktır. Kararın sonunda, 3628 sayılı Kanun'un 18. maddesi ile ilgili olarak Hazine avukatının başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı'nın müdahil sıfatını kazanacağı belirtilmiştir. CMK'nin 237/2. maddesi ise Hazinenin sanık hakkında zimmet suçundan açılan kamu davasına katılan olarak kabul edilebileceğini belirtmektedir. 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin 3. fıkrasından \"etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile\" ibaresinin çıkarılması sebebiyle mala zarar verme suçunun da uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmaktadır. Kanuna aykırı bulunan karar bozulmuştur.
5. Ceza Dairesi         2019/4430 E.  ,  2022/3827 K.

    "İçtihat Metni"

    İNCELENEN KARARIN;
    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Zimmet
    HÜKÜM : Mahkumiyet
    EK TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Düşürülme

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
    CMK'nin 260/1. maddesine göre iddianame yerine geçen görevsizlik kararı ile zimmet suçundan açılan kamu davasında katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanun'un 18. maddesindeki "...Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır" düzenlemesinin verdiği yetkiye ve CMK'nin 237/2. maddesine dayanılarak Hazinenin sanık hakkında zimmet suçundan açılan kamu davasına katılan olarak KABULÜNE karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, 5237 sayılı TCK'nin 151/1. maddesinde belirtilen mala zarar verme suçu olduğu, hükümden sonra 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin madde metninden çıkarılması nedeniyle mala zarar verme suçunun da uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesine göre uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilerek, 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme de dikkate alınıp, bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçtan mahkum olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
    Kabule göre de;
    CMK’nin 231/11. madde ve fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkemenin hükmü açıklayacağı belirtilmiştir. Öte yandan, kararın kesinleşmesi yoklukta verilenlerin yöntemince tebliğinden, huzurda verilenlerin de usulünce tefhiminden itibaren yasada öngörülen sürede kanun yoluna başvurulmaması ya da başvurulup reddedilmesi durumunda mümkün olacaktır. Bu açıklamalar ışığında, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması için öncelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşmemiş ise denetim süresi başlamayacak ve sanığın denetim süresi içinde suç işlediğinden de bahsedilemeyecektir.
    Sanık hakkında 21/08/2000-17/11/2000 tarihleri arasında işlediği iddia olunan zimmet suçundan iddianame yerine geçen görevsizlik kararıyla açılan kamu davasında Akşehir Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen 11/11/2009 tarihli ve 2009/133 Esas, 2009/157 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kararın suçtan zarar gören Hazineye tebliğ edilmeksizin 23/02/2010 tarihinde kesinleştirilmesini müteakip sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlediğine ilişkin ihbarda bulunulması üzerine temyiz incelemesine konu 07/06/2013 tarihli hükmün kurulduğu,
    3628 sayılı Yasa'nın 17 ve 18. maddelerine göre zimmet suçunun zarar göreni olan ve davaya katılma hakkı bulunan Hazinenin CMK'nin 231/12. madde ve fıkra hükmü uyarınca Akşehir Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11/11/2009 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara itiraz hakkının bulunduğu ancak Hazineye tebliğ edilmediğinden sanık hakkındaki anılan kararın kesinleşmediği, bu kararın kesinleşmemesi nedeniyle de denetim süresinin başlamadığı ve denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlendiğinden bahisle hükmün açıklanma koşullarının da bulunmadığı dikkate alınmadan ihbar üzerine sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün kesinleşmeden açıklanmasına karar verilerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Kanuna aykırı, katılanlar vekilleri ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA 14/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara