Esas No: 2018/11925
Karar No: 2022/3830
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/11925 Esas 2022/3830 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2018/11925 E. , 2022/3830 K.Özet:
Mahkeme, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet verme ve alma, örgüt kurma ve bu örgüte üye olma suçlarından yargılanan sanıklar için kararını verdi. Sanıklardan bazıları için hüküm açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi, diğerleri ise beraat etti. Ancak, ihalelere katılan kurumlardan biri olan Hazine'nin karara itiraz etme hakkının olduğu ve sanıklardan bazıları hakkında kamu davasına katılma talebi kabul edildiği vurgulandı. İhaleye fesat karıştırma suçunun sübutu halinde görevi kötüye kullanma, rüşvet alan sanık için ise çıkar sağlama suçunu oluşturabileceği belirtilerek, suçların zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalardan düşürülmesine karar verildi. Kanun maddeleri olarak 5237 sayılı TCK'nin 7/2 ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddeleri ile 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gösterildi.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İhaleye fesat karıştırma, rüşvet verme ve rüşvet alma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan bu örgüte üye olma
HÜKÜM : Sanıklardan ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarındaki rüşvet verme ve rüşvet alma isnatlarının icrai davranışla görevi kötüye kullanma ve bu suça iştirak etme suçlarını oluşturduğu kabulüyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, diğer bütün isnatlar yönünden tüm sanıklar hakkında beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanıklara yüklenen ihaleye fesat karıştırma ve rüşvet suçlarından katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan ve 04/05/2011 tarihli katılma talebi sanıklar ..., ... ve ... bakımından karara bağlanmayan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve beraat hükümlerinin vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, CMK'nin 237/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak bu sanıklar yönünden de kamu davasına katılan olarak KABULÜNE, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan bu örgüte üye olma suçlarından açılan kamu davalarında; anılan suçlardan doğrudan zarar görmeyen Hazinenin davaya katılması mümkün olmadığı gibi bu suçlar açısından verilen hükümleri temyiz etme yetkisi de bulunmadığından, vekilinin bu suçlardan kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz talebinin ve beraat hükmünün gerekçesine yönelik bir temyizi olmayan, bu itibarla beraat hükmünü temyizde hukuki yararı bulunmayan sanık ... müdafin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 317. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların, CMK'nin 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup, temyizi mümkün bulunmadığından, aynı Kanun'un 264. maddesi de gözetilerek, katılan Hazine vekilinin ve sanık ... müdafin bu yöndeki temyiz istemlerinin itiraz mahiyetinde kabulü ile mercince değerlendirilip gerekli kararın verilmesi mümkün görüldüğünden, dosyanın bu yönden incelenmeksizin mahalline İADESİNE, incelemenin katılan Hazine vekilinin tüm sanıklar hakkında ihaleye fesat karıştırma ve sanık ... hakkında rüşvet alma suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazları ile SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan açılan kamu davasına ilişkin olarak hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, bu suçtan mahallinde her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
1-Tüm sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerine (sanıklar ... ve ... hariç) yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davaya konu ihaleler nedeniyle kurum zararı oluşmadığı nazara alındığında; sanıklara isnat edilen ihaleye fesat karıştırma eylemlerinin sübutu halinde TCK'nin 6459 sayılı Yasa'nın 12. maddesiyle değişik 235/3-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, doğrudan temin yöntemi ile yapılan alımlara yönelik ihaleye fesat karıştırma isnatlarının ise doğrudan teminin bir ihale usulü olmaması nedeniyle bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve sanıklara isnat edilen eylemlerin sübutu halinde TCK'nin 257/1. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabileceği, ayrıca sanık ...'a isnat olunan rüşvet alma suçuna ilişkin olarak, taraflar arasında işin yapılmasından önce veya yapılması sırasında rüşvet anlaşması yapıldığına dair dosya kapsamında yeterli delil bulunmaması karşısında yüklenen rüşvet alma isnadının sübutu halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nin mülga 257/3. maddesinde düzenlenen görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama suçunu oluşturabileceği, bu suçların kanunda öngörülen cezalarının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun'un 66/1-e maddesinde belirtilen 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımı süresini kesen en son işlem olan 23/01/2008 tarihli sorgu ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5237 sayılı TCK'nin 7/2 ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasa'nın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar haklarında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
2-Sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Sanıklardan ...'in 27/03/2018, ...'un ise 17/10/2018 tarihlerinde hükümden sonra vefat ettikleri UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıtlarından anlaşıldığından, bu hususlar mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nin 64 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 14/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.