Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/1174 Esas 2022/3780 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1174
Karar No: 2022/3780
Karar Tarihi: 14.04.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/1174 Esas 2022/3780 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2019/1174 E.  ,  2022/3780 K.

    "İçtihat Metni"

    İNCELENEN KARARIN;
    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Basit kullanma zimmeti
    HÜKÜM : Eylemlerin zincirleme basit temellük zimmeti suçunu oluşturduğu kabulüyle mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
    Sanık müdafin tayin olunan ceza miktarına göre yasal koşulları bulunmadığından vaki duruşma isteminin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 318. maddesi uyarınca REDDİNE ve incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    İzmir Kadastro Mahkemesinde zabıt katibi olarak görev yapan sanığın, mahkeme ara kararları gereğince yapılması gereken işlemler için dosyalara yatırılan gider avansından reddiyat makbuzu ile mahkemeler veznesinden çekmiş olduğu paraların bir kısmı ile gerekli işlemleri gerçekleştirdikten sonra, geriye kalan kısmını tahsilat makbuzu düzenleyerek yeniden mahkemeler veznesine ilgili dosyalar için iade etmesi gerekirken iade etmeyip uhdesinde bıraktığı iddia ve kabul olunan somut olayda; yazı işleri müdürleri ile mübaşirlerin görev, sorumluluklarını düzenleyen ve suç tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin yazı işleri müdürünün görevlerine ilişkin 6/3-h maddesindeki ''Harcın hesaplanması ve hukuk mahkemeleri veznesi bulunmayan yerlerde tahsiline ilişkin işlemleri yapmak'' hükmü ve mübaşirin görevlerine ilişkin 6/5-e maddesindeki ''Müzekkereler ve tebligatların ilgili kurum ya da kişilere ulaşmasını sağlamak üzere posta ve zimmet işlemlerini yerine getirmek'' ile zabıt katibinin görevlerine ilişkin 6/4-h maddesindeki "Mevzuattan kaynaklanan veya hakim ya da yazı işleri müdürünün vereceği diğer görevleri yerine getirmek", yine suç tarihinden sonra yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin yazı işleri müdürünün görevlerine ilişkin 169/3-ğ maddesindeki benzer hüküm ile aynı maddenin 7. fıkrasındaki ''Yazı işleri müdürü, yerine getirmekle yükümlü olduğu görevleri yazı işleri hizmetlerinde görevli personele devredemez'', 4. fıkrasındaki zabıt katibinin ve 5. fıkrasındaki mübaşirin görevlerine ilişkin önceki yönetmelikle benzer düzenlemeler ile 263. maddesindeki ''Bu Yönetmelikte açık hüküm bulunmayan hâllerde Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumlarca yürürlüğe konulan diğer yönetmeliklerin ilgili hükümleri uygulanır'' hükmü ışığında 11/07/2015 tarihli Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin İdari İşler İle Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin harç ve masrafları almaya yetkili olanlara ilişkin düzenlemesini içeren 89. maddesindeki ''Ön büro teşkilatı bulunan yerlerde bu iş yalnızca veznedara aittir. Zabıt kâtipleri, memurlar veya mübaşirler, bir işlemin ifası için ödenmesi gerekli harç ve masrafları iş sahiplerinden alamazlar. Harç ve masrafların tahsili işi kendisine verilmiş olan yazı işleri müdürü, görev sebebiyle yerinden ayrıldığı zaman iş sahiplerinin beklememesi için başkanın onayı ile önlem alır'' ve son olarak da suç tarihinde yürürlükte bulunan Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin mahkeme veznelerinin denetimine ilişkin 67/1. maddesindeki ''Mahkeme veznelerinin sayım ve hesapların kontrolü ile denetimi bu Yönetmeliğin Dördüncü Kısmının Birinci, İkinci ve Üçüncü Bölümlerinde gösterilen esaslar dairesinde yapılır. Banka ve PTT vasıtasıyla mahkemelere gönderilen ve mutemet defteri ile yazı işleri müdürleri tarafından bu yerlerden alınan paralar vezne kayıtlarıyla karşılaştırılır'' şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde; sanığın, dosyalardaki mevcut gider avansından, yapılacak işlemler ve çıkartılacak tebligatlar için mahkemeler veznesinden para çekme ve paraların teslimi hususunda görevlendirilmesinin yasal olarak mümkün olmaması karşısında, suça konu paralar kendisine görevi nedeniyle tevdi edilmiş sayılamayacağından, eyleminin zimmet suçunu değil, hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    Sanığın zimmetine geçirdiği kabul edilen 7.410,59 TL'nin, suç tarihindeki ekonomik koşullara ve Dairemiz uygulamalarına göre, değer azlığı sınırında kalması nedeniyle sanık hakkında TCK'nin 249. maddesinin uygulanması gerektiğinin nazara alınmaması,
    Sanığın soruşturmanın başlamasından önce uhdesinde kalan parayı iade ettiği, soruşturma ve kovuşturma aşamasında düzenlenen bilirkişi raporları sonrası savcılık ve mahkemece bildirilen farkları da ödeyerek soruşturmadan önce ödeme iradesini ortaya koyduğu anlaşılmasına rağmen cezasından 5237 sayılı TCK'nin 248/1. maddesi uyarınca 2/3 yerine 1/2 oranında indirim yapılması sonucu fazla ceza tayini,
    Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle TCK'nin 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    TCK'nin 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu dışındaki kişiler hakkında hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    TCK'nin 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanık hakkında, aynı Kanun'un 53/5. maddesi uyarınca, ayrıca, cezasının infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi sırasında, memuriyetten yasaklanmasına karar verilerek sınırlı uygulama yapılması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA 14/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara