Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/4424 Esas 2014/16622 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4424
Karar No: 2014/16622
Karar Tarihi: 20.11.2014

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/4424 Esas 2014/16622 Karar Sayılı İlamı

18. Hukuk Dairesi         2014/4424 E.  ,  2014/16622 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 22/03/2013
    NUMARASI : 2011/21-2013/40

    Aslı dava ve birleşen dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsili, birleşen dava dosyasında ise tapu iptali ve tescil istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Asıl davada davacı, dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından tesis yapılmak suretiyle el atıldığını belirterek taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsilini talep etmiş; birleşen dosyada ise davalı idare tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş hüküm taraf vekilerince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki bilgi ve belgeler ile özellikle dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağının incelenmesinden; dava konusu taşınmazın ilk malik adına 21.11.1985 tarihinde tespit gördüğü ve davanın 21.07.2014 tarihinde açıldığı, buna göre Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi gereğince tescil tarihinden itibaren 10 yıllık sürenin geçtiği, kesinleşme tarihinden önceki hakların ortadan kalktığı anlaşıldığından, birleşen davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ancak;
    1-Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11.maddesinin 3.fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlarda dikkate alınarak 4.fıkra gereğince her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin saptanması gerekmektedir.
    Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda olması, taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılmış olması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve kamulaştırma gününden önce satılmış olan taşınmazlar da emsal alınabilir.
    Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar belirtilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri belirlenmelidir.
    Mahkemece tarafların vereceği ya da re"sen belirlenecek emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten ve bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptandıktan sonra incelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Kanunu"nun 18.maddesinin 2.fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalı, ayrıca 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11.maddesinin 1.fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırmasında gözönünde tutulması ve buna göre dava konusu taşınmaz ile emsalin 2004 yılı itibariyle emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından getirtilip karşılaştırılarak değerlendiğirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir.
    Buna göre, belirtilen şekilde yöntemine uyulmadan, genel değerlendirmelerle, soyut olarak bedel belirleyen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması,
    2-Davacı F.. B.."ın dava konusu taşınmazı dava açıldıktan sonra 22.11.2004 tarihinde satın aldığı tapu kaydının incelenmesinden anlaşıldığından ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    3-Davayı açan ilk malik E.T. T."nun söz konusu taşınmazı dava devam ederken diğer davacı F.. B.."a satış yoluyla devrettiği anlaşıldığından, davacı E. T. T.hakkından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması,
    4-Dava konusu taşınmazın bedeline hükmedildiği halde tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    5-Talep edildiği halde hüküm altına alınan bedele faize hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    6-Davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde davalı idare lehine yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmemesi,
    Doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davacılara ve davalılardan K.. B.."na iadesine, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara