Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/11724 Esas 2022/4045 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/11724
Karar No: 2022/4045
Karar Tarihi: 20.04.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/11724 Esas 2022/4045 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıkların resmi belgede sahtecilik ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından mahkumiyetleri onanırken, sanık X hakkında zimmet suçundan beraatine karar verilmiştir. Ancak, mahkemenin sanık Y'nin zimmet suçundan mahkumiyetine karar vermesi hatalı bulunmuştur çünkü deliller sanığın suçunu kanıtlayacak yeterlilikte değildir. Sanıkların suçları ile ilgili zamanaşımı nedeniyle açılan kamu davaları düşmüştür. Kararda ayrıca TCK'nin 249/1. maddesi ile ilgili bir tartışma ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrası yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise CMK'nin 260/1, 3628 sayılı Kanun'un 18. maddesi, CMK'nin 237/2, TCK'nin 204/1, 165/1, 66/1-e, 67/4, ve 249/1, 5237 sayılı Yasa'nın 53/1-a ve 53/5. maddeleridir.
5. Ceza Dairesi         2021/11724 E.  ,  2022/4045 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Zimmet, resmi belgede sahtecilik, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
    HÜKÜM : Sanıklardan ..., ..., ... ve ... haklarında resmi belgede sahtecilik ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından mahkumiyet, ... hakkında zimmet suçundan mahkumiyet, ... hakkında zimmet suçundan beraat

    EK TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama, düşme, bozma
    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
    CMK'nin 260/1. maddesine göre zimmet suçundan açılan kamu davasında katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanun'un 18. maddesindeki "...Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır" düzenlemesinin verdiği yetkiye ve CMK'nin 237/2. maddesine dayanılarak Hazinenin zimmet suçundan açılan kamu davasına katılan olarak KABULÜNE, başvurularının kapsamına göre incelemenin; katılan Hazine vekilinin sanıklardan ... hakkında zimmet suçundan verilen beraat ile ... hakkında atılı

    suçtan ve ... hakkında değişen suç vasfına göre suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine, müdafin sanık ... hakkında, keza sanıklar ... ve ...'ın haklarında resmi belgede sahtecilik ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından, sanık ... müdafin ise müvekkili hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Sanık ... hakkında zimmet suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    Sanıklar ..., ... ve ... haklarında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi ile resmi belgede sahtecilik, ... hakkında ise suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanıkların üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarının TCK'nin 204/1 ve 165/1. maddelerinde öngörülen cezalarının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun'un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 8 yıllık asli ve 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi olan 15/09/2008 ile inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar haklarında atılı suçlardan açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
    Sanık ... hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
    Karayolları Genel Müdürlüğü Konya 3. Bölge Müdürlüğünde araç muayene teknisyeni olarak görev yapan sanığın anılan kurumun ayniyat memurluğunda kayıtlı bulunan ve araç muayenesinde kullanılan hologramlardan ayniyat ambarında çanta içerisinde bulunan 380 adedini çalınmış süsü vererek aldığı ve para karşılığında sahte araç muayene işlemlerinde kullanılmak üzere sanık ...'e devrettiği iddia ve kabul edilen somut olayda zimmet suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; sanığın aşamalarda istikrarlı olarak suçlamaları kabul etmediği, hırsızlık suçuna ilişkin failin tespit edilemediği, aleyhte beyanda bulunan sanıklar ... ve ...'ün kovuşturmada doğrulamadıkları soruşturma beyanlarının ise görgüye dayalı bilgi olmadığı, sanıklardan ...'in kendilerine bu hologramı ...'tan aldığını söylediğini beyan ettikleri ancak ... tarafından da bu durumun kabul edilmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanık ...'un inkara yönelik savunmasının aksine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nin 223/2-e maddesi uyarınca

    atılı suçtan beraati yerine yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    Şikayetçi ...'in beyanında hırsızlığa konu ayniyat ambarının anahtarının kendisinin izinli olması nedeniyle sadece ... ve Bülent Ulutaş'ta olduğunu belirtmesi ile kurumun 08/10/2012 tarihli yazı cevabına göre sanık ...'un ayniyat memuru olarak görev yapmadığının anlaşılmasına nazaran hafta sonu ayniyat ambarından çalınan suça konu hologramların kendisine görevi nedeniyle tevdi edilmiş sayılamayacağı gibi bu hologramlar üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğünün de bulunmadığı, 5237 sayılı TCK’nin 247. maddesinde düzenlenen zimmet suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi gerektiği, dolayısıyla zimmet suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı nazara alınmadan suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Zimmete geçirildiği kabul edilen miktarın tespiti yapılmadan, bu kapsamda günün ekonomik koşulları ve paranın alım gücü nazara alındığında bu değerin az olup olmadığı hususu araştırılmadan, TCK'nin 249/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması,
    Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının Resmi Gazete'nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nin 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Suçun 5237 sayılı Yasa'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında aynı Yasa'nın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 20/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara