Esas No: 2018/6150
Karar No: 2022/4143
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/6150 Esas 2022/4143 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2018/6150 E. , 2022/4143 K.Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karara yapılan temyizde, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine uyulduğu ancak sanığın suç işleme şekli nedeniyle yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddedildiği belirtilmiştir. Ancak, sanığın genel müdür olarak görev yapması nedeniyle, kooperatif yöneticisi olmamasına rağmen 5237 sayılı TCK'nin 155/2, 43. maddelerinde tanımı yapılan zincirleme biçimde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği tespit edilmiştir. Bu suçun da 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun uzlaşma kapsamına alındığı belirtilmiştir. Bu nedenle, CMK'nin 254. maddesi uyarınca uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilerek sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda ayrıca zimmet miktarı ve etkin pişmanlık şartlarının da gözden geçirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Son olarak, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının kab
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Basit zimmet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı TCK'nin 247. maddesinde düzenlenen zimmet suçunun oluşması için "kamu görevlisinin veya özel mevzuatları gereği kamu görevlisi gibi cezalandırılabilen kişilerin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının yararına zimmetine geçirmesi"nin gerektiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 62/son maddesinde “Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır” hükmünün yer aldığı, ... A.Ş'nin özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirket olduğu, yukarıdaki açıklamalar ile sanığın ... A.Ş. bünyesinde hizmet sözleşmesi ile genel müdür olarak görev yapması nazara alındığında, şirket ortaklarının zeytin ve zeytinyağı tarım satış kooperatifleri olmasının sanığı 1163 sayılı Yasa'nın 55. maddesi kapsamında kooperatif yöneticilerinden biri haline getirmeyeceği, somut olayda; sanığın genel müdürlük görevinin verdiği yetkileri aşarak şirket ile ilişkisi olmayan kişilere haksız ödemeler yaparak ve şirket faaliyeti kapsamında olmayan şahsi harcamaları şirkete ödeterek menfaat sağlaması şeklindeki eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nin 155/2, 43. maddelerinde tanımı yapılan zincirleme biçimde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı ve hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesinin ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur'' hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile değişik CMK'nin 254. maddesi uyarınca aynı Kanun'un 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
Zimmet miktarının 31.650,29 TL kabul edildiği ancak sanık tarafından şirket zararı olarak 30.000,00 TL ödeme yapıldığı, zimmet miktarının tamamının ödenmemiş olduğu anlaşılmakla, TCK'nin 248/2. maddesinde yer alan etkin pişmanlık şartlarının oluşmadığının gözetilmemesi,
Sanığın sübutu kabul edilen eylemlerinin bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi nedeniyle hakkında TCK'nin 43/1. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin nazara alınmaması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle hapis cezasına hükmolunan sanık hakkında TCK'nin 53/1. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılması lüzumu,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 25/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.