Esas No: 2018/11990
Karar No: 2022/4389
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/11990 Esas 2022/4389 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2018/11990 E. , 2022/4389 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sanık ... hakkında beş kez rüşvet alma, sanık ... hakkında bir kez ve sanıklar ... ile ... haklarında ikişer kez rüşvet verme
HÜKÜM :1-Sanık ... hakkında ... ve ...'den ikişer kez rüşvet alma eylemlerinin ayrı ayrı zincirleme şekilde rüşvet alma olarak kabulü ile bu suçlardan ve ...'den rüşvet alma suçundan mahkumiyet
2-Sanıklar ... ve ... haklarında ...'a ikişer kez rüşvet verme eylemlerinin zincirleme şekilde rüşvet verme olarak kabulü ile ayrı ayrı mahkumiyet
3-Sanık ... hakkında ...'a rüşvet verme suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar ... ve ... haklarında verilen mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz incelemesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının yanlış değerlendirilmesi sonucu sanıklar haklarında mahkum oldukları hapis cezalarının yasal sonucu olan 53/1-b maddesinin uygulanmamasının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak gereği yerine getirilmek, delilleri takdir ve gerekçeleri gösterilmek suretiyle kurulan mahkumiyet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen sanıklar müdafilerin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar ... ve ... haklarında verilen mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz incelemesinde ise;
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli ve 2014/118 Esas, 2016/208 sayılı Kararında da benzer şekilde belirtildiği üzere, rüşvet suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı işlenen suçlar bölümünde düzenlenmiş olması karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin suçun mağduru değil zarar göreni olacağı nazara alınarak, hakkında birden fazla mahkumiyet hükmü kurulan sanık ... hakkında tek suçtan hüküm kurulup zincirleme suç nedeniyle TCK'nin 43. maddesi uygulanmak suretiyle artırım yapılarak ceza belirlenmesi yerine, eylemlerinin ayrı suç olarak kabulüyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Uyulmasına karar verilen Dairemizin 19/02/2013 tarihli, 2011/6540 Esas ve 2013/1236 Karar sayılı bozma ilamında ifade edildiği üzere; suç tarihlerinde Tekirdağ İl Sağlık Müdürlüğünde Gıda ve Çevre Kontrol Şube Müdürü olarak görevli olan sanık ...'ın, ... Şirketine ait tesislerde 2007 yılı Ocak ve Şubat aylarında iki kez farklı tarihlerde alınan numunelerin yönetmelikteki parametrelere uygun olmadığının bildirilmesine rağmen tesislerde faaliyeti durdurmayıp, üçüncü kez alınan numunenin de uygun çıkmaması sonucunda tesislerdeki faaliyet valilik oluru ile durdurulduğu halde firma yetkilisi olan ... ile görüşüp tesisin üretim yapmasına göz yumduğu ve aynı tesisten 2007 yılı Kasım ve Aralık aylarında iki ayrı kez alınan numunelerin uygun çıkmaması üzerine yönetmelik gereği tesislerdeki faaliyeti durdurması yerine sanık ... ile görüşerek Ankara iline seminere gideceğini söyleyip harcırahını kurumundan almasına rağmen kendisine sponsor olmasını isteyerek 1.000 TL para aldığı, bu itibarla kamu görevlisi olan sanık ...'ın, su üretim tesisi yetkilisi olan sanık ...’ten yönetmeliğe aykırı çıkan tahlil sonuçları üzerine tesisin faaliyetlerini durdurmaması ve üretilen suların imhası için yasal işlemleri başlatmaması, hatta kapalı olduğu dönemlerde dahi üretime izin vererek menfaat temin etmesi biçiminde gerçekleştirdiği eylemlerinin Kenan için rüşvet alma, Bülent için ise rüşvet verme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, 21/02/2007 tarihinde sanık ...'ın hesabına yatan 900 TL'nin rüşvet amacıyla verildiğinin tape içerikleri, sanık savunmaları ve dosya kapsamına göre sabit olmamasına rağmen Ocak-Şubat 2007 ile Kasım-Aralık 2007 tarihli eylemlerin ayrı rüşvet anlaşmalarına konu olduğunun kabul edilerek ve dönülemez nitelikteki uyma kararı gereği de yerine getirilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının yanlış değerlendirilmesi sonucu sanıklar haklarında mahkum oldukları hapis cezalarının yasal sonucu olan 53/1-b maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 27/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.