Esas No: 2021/41385
Karar No: 2022/7547
Karar Tarihi: 28.04.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/41385 Esas 2022/7547 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/41385 E. , 2022/7547 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Esastan ret
İnternette verilen kredi ilanını gören katılanın buradan yaptığı kredi başvurusu üzerine kredigo uygulamasından başvuru nedeniyle aradığını söyleyen sanığın hesabına masraf adı altında para yollaması karşısında; eyleminin TCK'nin 158/1-l maddesinin yanında, aynı kanunun 158/1-f maddesine de temas ettiği anlaşıldığından bu durum gözetilerek hüküm kurulması gerekirken sadece TCK'nin 158/1-l maddesinden hüküm kurulması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, 5271 sayılı CMK'nin 302/1.maddesi uyarınca temyiz isteminin ESASTAN REDDİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesine gönderilmesine, 28.04.2022 tarihinde eleştiri yönünden Yargıtay Üyesi ...'ın karşı oyu ve oy çokluğu diğer yönlerden oy birliğiyle karar verildi.
Karşı Görüş: 21/41385 E.
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmünün, istinafı üzerine kurulan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin hükme yönelik, sanığın temyizi üzerine, temyiz isteminin esastan reddine karar verilirken "İnternette verilen kredi ilanını gören katılanın buradan yaptığı kredi başvurusu üzerine kredigo uygulamasından başvuru nedeniyle aradığını söyleyen sanığın hesabına masraf adı altında para yollanması karşısında; eyleminin TCK'nin 158/1-l maddesi yanında aynı kanunun158/1-f maddesine de temas ettiği anlaşıldığından bu durumun gözetilerek hüküm kurulması gerekirken sadece TCK' nin 158/1-l maddesinden hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır" şeklindeki sayın çoğunluğun eleştiri hususundaki düşüncesine iştirak etmek mümkün bulunmamıştır, zira;
Evvel emirde CMK' nın 288 maddesinde "Temyiz , ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır" yine CMK' nın 294 maddesinde ise "Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır" ve yine CMK' nin 298 maddesinde de "temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğinin saptanması" halinde Yargıtay'ın temyiz istemini ret edeceği hükümlerine yer verilmiştir.
CMK' nın "Temyizde incelenecek hususlar" başlıklı 301. Maddesi "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksandan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapar" hükmünü amir olup, temyiz incelemesinin mahiyeti bu hükümle kesin ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde bu hükümle belirlenmiştir.
Görüldüğü üzere temyiz incelemesi hükme yönelik temyiz nedenleri ile sınırlı olarak yapılabilecektir. Hemen belirtmek gerekir ki hüküm velev ki inceleme sonucunda doğru olmadığı tespit edilse dahi hüküm herhangi bir hukuka aykırılık iddiası nedeni ile temyiz edilmişse, temyiz dilekçesinde gösterilmemiş olsa bile CMK' nın 289. maddesinde yazılı kesin hukuka aykırılık halleri yönünden de temyiz incelemesi yapılacak bunun dışında temyiz incelemesi yapılamayacaktır.
Temyiz incelemesinde temyiz nedeni yönünden 1412 sayılı CMUK' nin 320. maddesinde " hükme tesiri olacak derecede kanuna muhalefet edilmiş olduğunu görürse talepte mevcut olmasa dahi bu hususu tetkik eder" şeklinde yer alan ibareye benzer bir düzenlemeye 5271 sayılı CMK da yer verilmemiş dolayısıyla temyiz incelemesi temyiz nedenine ve CMK' nin 289 maddesinde belirtilen kesin hukuka aykırılık hallerine hasredilmiştir. Dolayısı ile bu nedenler dışına çıkılarak temyiz incelemesi yapılması kanunen mümkün değildir.
Ancak CMK' nın 301. maddesi kapsamında yapılacak inceleme sonucunda CMK' nin 302/1. maddesine göre hükmün hukuka uygun bulunması halinde temyiz isteminin esastan reddine karar verileceği belirtilmiş; ikinci fıkrada ise "Hüküm temyiz başvurusunda gösterilen hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle hükmü bozar bozma sebepleri ilamda ayrı ayrı gösterilir" hükmüne yer verilmiştir. Burada da görüldüğü üzere bozma nedeninin ancak temyiz başvurusunda gösterilen nedenlere hasredileceği açık ve kesin biçimde belirtilmiştir. Bununla beraber anılan maddenin üçüncü fıkrasında " hüküm bozulduğunda dilekçede açıklanmış olmasa bile saptanan diğer hukuka aykırılık halleri de ilamda gösterilir." şeklinde düzenleme nazara alındığında dilekçede gösterilen temyiz nedenleri incelenirken hükmün hukuka aykırılıktan dolayı bozulmasına karar verilmesi halinde gösterilen temyiz nedenleri incelenirken dilekçede gösterilmeyen hukuka aykırılıkların saptanmış ise bunların da bozma ilamında gösterileceği belirtilmektedir.
Görüldüğü üzere temyiz incelemesinde genel kural, temyiz dilekçesinde gösterilen hukuka aykırılık halleri ile sınırlı olup ve dilekçede bir temyiz nedeni gösterilmişse buna bağlı olarak CMK' nın 289. maddesinde gösterilen hukuka kesin aykırılık hallerinin incelenmesinden ibarettir. Bunun dışında temyiz incelemesi yapılması mümkün değildir. Ancak bu temyiz nedenleri incelenirken dilekçede gösterilmeyen başka hukuka aykırılık hallerinin saptanması halinde bu hususların ilamda gösterilmesi ancak CMK' nın 302/3. maddesine göre ancak hükmün bozulması haline hasredilmiştir. Dilekçede gösterilen temyiz nedenine bağlı incelemede hukuka aykırılık tespit edilemeyen ve bu nedenle temyiz isteminin esastan reddine karar verilen durumlarda temyiz nedeni dışına çıkılarak saptanan hukuka aykırılığın esastan ret kararında gösterilebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Esasen temyiz nedenine bağlı inceleme yapılan ve esastan ret kararı verilen durumda temyiz nedeni dışına çıkılarak bir hukuka aykırılığı tespit ve bu durumun karara derci esastan ret kararının doğasına da aykırıdır.
Hal böyle olunca sanık hakkında kurulan mahkumiyet ilamı ve istinaf talebinin esastan reddi kararını sanığın temyizi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi ile temyiz isteminin esastan reddine karar verilmesi karşısında temyiz dilekçesinde sanık tarafından gösterilmeyen ve sanığın aleyhine olan bir olgunun hukuka aykırılığına işaret edilmesinin, temyiz nedenine hasren yapılması gereken temyiz incelemesinin temyiz nedeni dışına çıkılarak inceleme yapılmasın kanuna aykırı olduğu gibi 1412 sayılı CMUK'nin 320 maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemden kalma uyulama geleneğinin devamına 5271 sayılı CMK düzenlemesinin cevaz vermemektedir.
Yine bozma kararında uygulanması mümkün bulunan CMK' nin 302/3. maddesinin temyiz isteminin esastan reddi kararlarına kıyasen uygulanması da, CMK' nın 301. maddesi ve esastan ret kararının ruhuna aykırı olduğundan mümkün bulunmamaktadır.
Keza somut olayda temyiz isteminin esastan reddi kararında yer verilen eleştiri suçun vasfına işaret etmektedir. Suç vasfı eleştiri konusu değil ancak bozma nedeni yapılabilecektir. Zira, CMK' nın 307/4. maddesine göre kazanılmış hak sadece ve sadece ceza miktarı yönünden söz konusu olup suç vasfında yapılan hatanın anılan madde kapsamında kazanılmış hakka konu olması mümkün değildir.
Bu bağlamda temyiz isteminin esastan reddi kararı verildiği somut olayda temyiz dilekçesinde gösterilmeyen nedene dayalı inceleme yapılarak bunun esastan ret kararında eleştiri konusu yapılmasının mümkün bulunmadığı velev ki suç vasfının de kazanılmış hakka konu olması mümkün bulunmadığından eleştiri konusu yapılamayacağı düşüncesi ile temyiz isteminin esastan reddine karar verilen ilamda eleştiriye yer verilmesine ilişkin sayın çoğunluğun kararına katılmak mümkün bulunmamıştır.