Esas No: 2014/14362
Karar No: 2014/16427
Karar Tarihi: 17.11.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/14362 Esas 2014/16427 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/04/2011
NUMARASI : 2010/1217-2011/575
Dava dilekçesinde, kayyımlık kararının kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; .. ada.. parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi davasında taşınmazın hissedarlarından "B. karısı Ş."nin kim olduğu bilinmediğinden Kayseri Defterdarı"nın kayyım atanmış olduğunu ancak adı geçen hissedarın öldüğünü ve davacıların mirasçı kaldığını, kayyımlıkla idareyi gerektirir bir durumun kalmadığını belirterek kayyımlık kararının kaldırılmasını istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 477. maddesinde "Temsil kayyımlığı, kayyımın yapmakla görevlendirildiği işin bitirilmesiyle sona erer. Yönetim kayyımlığı, kayyımın atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması veya kayyımın görevden alınmasıyla sona erer.”hükmü yer almaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davaya konu .. ada .. parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi davasında taşınmazın hissedarlarından "B.. karısı Ş."nin kim olduğu bilinmediğinden Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 04.07.2002 tarihli 2002/480 Esas ve 2002/770 Karar sayılı kararı ile "B. karısı Ş." ve diğer bir kısım hissedarlara Kayseri Defterdarının kayyım atanmış olduğu, taşınmazın 1948 yılında kadastroca, Şubat 1928 tarihli 71 nolu tapu kaydına dayanılarak "B. karısı Ş." ile diğer hissedarlar adına tespit ve tescil edildiği, Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davacıların dayandığı 2009/226-644 sayılı veraset belgesinde mirasçıları gösterilen İsmail ve M. kızı 1874 doğumlu Ş."nin 30.01.1925 tarihinde vefat ettiği, kadastro tespitinin dayanağı olan 1928 tarihli (71) nolu tapu kaydının getirtilip incelendiği, davacıların mirasbırakanı "Ş." ile tapu maliki "B. karısı Ş."nin aynı kişi olduğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlendiği, ortaklığın giderilmesi davasında; yargılama sırasında adı geçen hissedarın mirasçılarının davaya katıldığı, 16.02.2006 tarihinde taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, kararın 14.03.2007 tarihinde kesinleştiği, "B.karısı Ş."nin öldüğü ve davacıların mirasçı kaldığı, tapuda taşınmazın hissedarlarının belli olduğu, kayyımlıkla idareyi gerektirir bir durumun kalmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında taşınmazın malikinin belli olması ve kayyımlık kararının kaldırılması şartlarının mevcut olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.