Esas No: 2017/16837
Karar No: 2022/7599
Karar Tarihi: 28.04.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/16837 Esas 2022/7599 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/16837 E. , 2022/7599 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sahte fatura kullanma, defter, kayıt ve belgeleri gizleme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
A)Sanık hakkında “defter, kayıt ve belgeleri gizleme” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik sanık müdafisinin vekalet ücretine hükmolunması, katılan vekilinin ise mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine yönelik temyizlerinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2013 tarih 2011/5-137 Esas ve 2013/58 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere "aynı davada yargılandığı bir suçtan beraat eden, diğer suçtan ise mahkum olan sanık hakkında müdafii tarafından sunulan avukatlık hizmetinin bölünmesi mümkün olmadığından, beraat ettiği suç açısından vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmeyeceği" dikkate alındığında, sanık hakkında sahte fatura kullanma suçundan mahkumiyet karar verilmesi sebebiyle, defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan verilen beraat kararı nedeniyle vekalet ücretine hak kazanamayacağından sanık müdafisinin; yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B)Sanık hakkında “sahte fatura kullanma” suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.11.2018 tarihli, 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı ilamı ile sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK'nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmaması karşısında tebliğnamedeki bu yönde bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sanık hakkında “2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura kullanma” suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, suça konu faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını beyan etmesi karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1)Faturaları düzenleyen mükellefler hakkında ilgili takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise dosyaların getirtilerek incelenmesi ve ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
2)Faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturaları düzenleyen mükellefe ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,yasaya aykırı,
3)Kabule göre de; Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle, 213 sayılı Kanun'un 359 ve 367. maddelerinde değişiklik yapılmış olup aynı Kanun'un 6. maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na eklenen geçici 34. maddenin 3. fıkrasındaki "Bu maddeyi ihdas eden Kanun'un yayımı tarihinde 359. madde kapsamına giren suçlardan dolayı temyiz veya istinaf kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 359. maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilir" hükmü uyarınca, 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA, 28.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.