Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/7884 Esas 2014/16412 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7884
Karar No: 2014/16412
Karar Tarihi: 17.11.2014

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/7884 Esas 2014/16412 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir vakıf senedine göre ödenmesi gereken alacağın tahsili davası sonucunda davanın kabul edildiği ancak yapılan temyiz sonucu Yargıtay 18. Hukuk Dairesi tarafından bozulduğu belirtilmektedir. Davacının, 01.01.2002-31.12.2009 tarihleri arasında ödenmesi gereken miktarın yasal faiz ve masraflarla tahsili istendiği vurgulanmaktadır. Vakıf senedinin 6. maddesine göre davacılara ödenmesi gereken miktarın vakfın net geliri üzerinden hesaplanması gerektiği ve Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/505 E.-2009/586 K. sayılı dosyasında bilirkişiler tarafından vakfın net gelirleri üzerinden hesaplama yapıldığı ifade edilmektedir. Mahkemece, vakıfın malvarlığını tehlikeye düşürecek şekilde brüt gelir üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi ve davacılara ödenmesi gereken miktarların ayrıntılı olarak belirtilmemesi nedeniyle kararın bozulduğu belirtilmektedir.
Kanun maddeleri açıklaması:
- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1. maddesi: gelirin tanımı
- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun belirli bir dönemde elde edilen kurum kazancının hesaplanması üzerine düzenlendiği bilgisi
18. Hukuk Dairesi         2014/7884 E.  ,  2014/16412 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 26/12/2013
    NUMARASI : 2011/436-2013/747

    Dava dilekçesinde, vakıf senedine göre ödenmesi gereken alacağın tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve davalı vekilinin duruşma istemi pul yokluğu nedeniyle reddedildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu vakfın senedine göre müvekkillerine 01.01.2002-31.12.2009 tarihleri arasında ödenmesi gereken miktarın yasal faiz ve masraflarla tahsilini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    1-Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu M.. V..’nın 04.07.1989 tarihinde merhum B.A. tarafından tesciline karar verilen yeni bir vakıf olduğu, yürürlükte bulunan vakıf senedinin 6. maddesine göre ‘vakfın gelirlerinin %20’si, istekleri ve hakları sabit olması durumlarında vakfedenin saklı pay mirasçılarına bırakıldığı’, Fatih 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1990/881-1266 sayılı mirasçılık belgesine göre davacıların vakfedenin saklı payına sahip mirasçıları oldukları, bu nedenle vakıf senedinin 6. maddesine dayanılarak 1996-2001 dönemi için Şişli 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/505 E.-2009/586 K. ve 2002-2009 arası dönemi için ise İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/122 E.-293 K. sayılı ilamları ile tahsile karar verildiği, eldeki davada ise 01.01.2002-31.12.2009 dönemi için eksik ödenen kısmın istendiği anlaşılmaktadır.
    193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu"nun 1. maddesinde gelir, takvim yılı içerisinde elde edilen kazanç ve iratların safi (net) tutarı olarak tanımlanmış, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun mükelleflerin (vakıflarca kurulan iktisadi işletmeler) bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 101.maddesinin 1. fıkrasında, vakıf, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu olduğu şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi aslolan vakfa özgülenen mal ve hakların, vakıf yararına olduğu sürece, elden çıkarılmadan ve değiştirilmeden amaç doğrultusunda kullanmaktır.
    Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık vakıf senedinin 6. maddesine göre davacılara ödenmesi gereken miktarın vakfın brüt veya net geliri üzerinden hesaplama yapılıp yapılmayacağıdır. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve daha önceden aynı maddeye dayalı olarak açılmış bulunan Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/505 E.-2009/586 K. sayılı dosyasında bilirkişiler tarafından vakfın net gelirleri üzerinden hesaplama yapılmış ve taraflarca itiraz edilmeyen bu durum Yargıtay denetiminden de geçtiğine göre, mahkemece dava konusu M.. V..’nın 01.01.2002-31.12.2009 dönemleri arasındaki tüm defter, bilanço ve banka kayıtları gibi tüm bilgi ve belgeleri üzerinde gerektiğinde yerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiye yetki verilmek suretiyle yapılacak araştırma sonucunda her takvim yılı için vakfın net geliri tespit edilerek bu miktar üzerinden ödenecek miktar belirlenmeli, sonrasında vakıfça bu dönem için yapılmış olan ödemeler mahsup edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken vakfın malvarlığını tehlikeye düşürecek şekilde brüt gelir üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması,
    2-Kabule göre de; davacılara ödenmesi gereken miktarlar ve faiz başlangıçlarının infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde her davacı ve yıllar açısından ayrı ayrı belirtilmemiş olması,
    Doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara