Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/3417 Esas 2022/5410 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/3417
Karar No: 2022/5410
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/3417 Esas 2022/5410 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2021/3417 E.  ,  2022/5410 K.

    "İçtihat Metni"

    İNCELENEN KARARIN;
    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli zimmet
    HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanıklar ..., ... ve ... hakkında basit zimmet suçundan mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Katılan S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi vekili tarafından verilen 01/02/2021 tarihli gerekçeli temyiz dilekçesi içeriğinde sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat kararlarının da temyiz edildiği bildirilmiş ise de; anılan sanıkların üzerlerine atılı denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçundan ilk derece mahkemesince verilen 18/09/2018 tarihli beraat hükümlerinin katılanlar vekillerince temyizi sonrası Dairemizin 24/06/2020 tarihli ve 2019/1152 Esas, 2020/11634 Karar sayılı ilamıyla bozulup kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı düşmesine karar verilerek kesinleştiği, temyize konu hükümde ise doğru şekilde bu sanıklar hakkında herhangi bir karar verilmediği, böylelikle katılan kooperatif vekilinin temyiz isteminin sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında verilen beraat ve mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
    Sanık ... hakkında verilen beraat hükmünün temyiz incelemesinde;
    Bozmaya uyularak gereği yerine getirilmek, delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle kurulan beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılanlar vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
    Sanığa isnat edilen kooperatif kayıtlarında usulsüz hesap hareketleri sonucu kasa açığı oluşturarak ve gider olarak gösterilen bir kısım belgesiz harcamaları defterlere kaydederek diğer yönetim kurulu üyeleri ile birlikte kooperatif parasını zimmetine geçirme eylemlerinin kooperatif defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu ortaya çıkarıldığı, gerek savunması gerekse dosya içerisindeki belgelerden 06/07/2004 tarihinde görevden ayrıldığının anlaşıldığı, bu haliyle suç tarihinin en son görev yaptığı 06/07/2004 olduğu ve eylemlerinin sübutu halinde basit zimmet suçunu oluşturacağı, bu suçun suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nin 202/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun’un 102/3 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 10 yıllık asli ve 15 yıllık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi ile hüküm tarihi arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından, sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafin ve katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
    Sanıklar ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde ise;
    Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 18/02/2014 tarihli ve 2013/13-274 Esas, 2014/78 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, CMK’nin 225. maddesinin “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir" hükmü karşısında, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetildiğinde, sanıklar hakkında katılan kooperatif vekilinin şikayeti sonrası iddianamede anlatılan kamu davasına konu “kooperatif kayıtlarında usulsüz hesap hareketleri sonucu kasa açığı oluşturarak ve gider olarak gösterilen bir kısım belgesiz harcamaları defterlere kaydederek” kooperatif parasını zimmete geçirme eylemleri dışında kalan "kooperatif inşaatlarının 2000 yılında tamamlanmasına rağmen... İnşaat Limited Şirketinden alınan 2003 yılı tarihli faturalar karşılığı 25.252,53 TL ödemede bulunulması" eylemini de kapsayan şikayetlere ilişkin soruşturma işlemlerine başlanıldığı, ancak iddianamede unsurları gösterilen fiiller dışında anılan eylemi de içeren diğer tüm şikayetler yönünden 06/11/2009 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, dolayısıyla bu takipsizlik kararına konu fiillerden kamu davası açılmadığı,
    Sair yönleri incelenmeden sanıkların savunma haklarının kısıtlandığından bahisle bozulmasına karar verilen 18/09/2018 tarihli bir önceki hükme ilişkin yargılamada Dairemizin 11/02/2016 tarihli ve 2013/16306 Esas, 2016/1517 Karar sayılı bozma ilamına uyulduğu halde gereğinin tam olarak yerine getirilmediği, özellikle sanıkların aşamalardaki savunmalarında kooperatifin tamamlanmasından sonra yapıldığını belirttikleri ya da kendi dönemlerinde yapıldığı halde yeni yönetime teslim edilen gider belgelerinin defterlere işlenmediği hususlarında bir araştırma ve tespitte bulunulmadığı, icra edilen keşif sonrası alınan teknik bilirkişi ve Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşan bilirkişi heyeti raporlarının bozma ilamında belirtilen araştırmalar yapılmadan ve bildirilen hususlar göz önünde tutulmadan sadece kooperatif inşaatının kesin hak ediş raporu düzenlenmesinden sonra kooperatif belgelerinde inşaat imalatına dair fatura veya hak ediş raporu bulunmadığı ve yukarıda değinilen Yeni Ümitler İnşaat Limited Şirketine ait iddia dışı faturaların bitmiş bir inşaatta kullanılamayacağı sonucuna dayalı olarak düzenlendiği,
    Tüm bu bilgiler ışığında; Dairemizin değinilen 11/02/2016 tarihli ve 2013/16306 Esas, 2016/1517 Karar sayılı ilamında belirtilen tüm hususların ayrı ayrı araştırılıp tespit edilmesinden, ilgili evrakın dosya içerisine alınmasından, gerektiğinde savunmaya ilişkin bilgi sahibi olan şahısların tespitiyle tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulmasından, akabinde iddia ve savunma ile sayılan hususları dosyadaki tüm delillere göre eksiksiz değerlendiren, her bir sanığın sorumluluğunu irdeler şekilde, zimmetlerinde kooperatif parası bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu, özellikle tahsilat ve tediye makbuzlarını düzenleyen kişiler itibarıyla kooperatifin mali işlemlerinin fiilen belirli sanıklar tarafından yürütülüp yürütülmediği hususlarında Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşan yeni bir bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmasından sonra hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmeden alınan rapor hükme dayanak yapılarak davaya konu edilmeyen fatura bedelleri toplamı olan 25.252,53 TL’nin sanıkların zimmetinde olduğu kabul edildikten sonra dosya kapsamında mevcut ve farklı zimmet miktarlarının tespit edildiği tüm bilirkişi raporlarına değinir şekilde çelişkili gerekçeyle sanıklar hakkında mahkumiyet hükümleri kurulması,
    Kabule göre de;
    Zimmet suçunu TCK'nin 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanıklar hakkında, 53/5. maddesi uyarınca, ayrıca, cezasının infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar TCK'nin 53/1-d madde-fıkra ve bendindeki tüm hak ve yetkilerin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi yerine, yasaklamanın cezanın infazından sonra başlayacağı belirtilmeden ve sanıkların sadece "kooperatif yöneticisi olmaktan yasaklanmasına" karar verilmek suretiyle sınırlı uygulama yapılması,
    Aydın Bigaç ve ... hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçundan verilen kararların kesinleşmesine ve yargılama dışında kalmalarına rağmen beraat ettiklerinden bahisle anılan sanıklar lehine Hazine aleyhine maktu vekalet ücretine hükmolunması,
    Kanuna aykırı, sanıklar ... ve ... müdafi ile katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 25/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara