Esas No: 2021/8287
Karar No: 2022/5867
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/8287 Esas 2022/5867 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2021/8287 E. , 2022/5867 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Tefeciliğe yardım etme suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında tefeciliğe yardım etme suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12/03/1990 tarihli ve 1990/8-3-70, 09/10/2007 tarihli ve 2007/11-44-200 sayılı Kararlarında vurgulandığı gibi bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan söz edilmesinin o olay hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği, CMK'nin 225/1. maddesindeki "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir" şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olması gerektiği, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu, iddianamede dava konusu yapılan fiilin bir başka olaya dayalı olmadan bağımsız olarak açıklanıp belirtilmesinin gerektiği, aksine uygulamanın hangi eylemden dolayı dava açıldığı ve hangi iddiaya karşı savunma yapılacağı hususunda karışıklığa neden olacağı, ayrıca TCK'nin 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için de kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin gerektiği,
10/02/2016 tarihli ve 2016/208 sayılı iddianamede; sanığın açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen şahıslar tarafından işletilen ve fiilen herhangi bir ticari faaliyette bulunulmayan iş yerinde çalıştığı ve bu iş yerine para ihtiyacı nedeniyle başvuran şahısların hamili oldukları kredi kartları ile şifrelerini alarak POS cihazı aracılığıyla işlem yapılması için gerçek olmayan bu alışveriş tutarlarından belli bir komisyon kesintisi yapılarak geriye kalan kısmın nakit olarak ödenmesi amacıyla iş yeri sahiplerine verdiği, işletme dışında gerçekleştirilen anılan işlem sonrası kart ile nakit paranın tekrar sanığa iade edildiği ve akabinde sanık tarafından hamiline teslim edildiği belirtildikten sonra, değinilen durumdan tanık Fatih vasıtasıyla haberdar olan mağdur ...’un kredi kartından 5.000 TL işlem yapılması karşılığı kendisine 4.750 TL ödenmesi için kartını sanığa verdiği, sanığın da aynı şekilde kartı iş yeri sahiplerine teslim ettiği, fakat kartın mağdura verilmek üzere sanığa iade edilmediği gibi kredi kartından veriliş amacı dışında 5.300 TL değerinde çekim yapıldığı, böylece sanığın kimliği belirsiz şüphelilerle birlikte hareket ederek üzerine atılı banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açıldığı,
Tüm bu bilgiler ışığında dava konusu somut olay değerlendirildiğinde; oluşa uygun olarak sübutu kabul edilen nakit ihtiyacı için çekim yapılmak üzere mağdur tarafından teslim edilip aynı amaçla sanık tarafından dosya kapsamında açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen şüphelilere verilen kredi kartının mağdurun rızası dışında kullanılması eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 245/1. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı, sanık hakkında tefecilik suçundan açılmış bir kamu davası olmadığı gibi olayda mağdura ödünç para verme unsurunun bulunmadığı ve tefecilik suçunun yasal unsurlarının da gerçekleşmediği gözetilmeden CMK'nin 225/1. maddesine aykırı biçimde iddianame kapsamı dışına çıkılarak sanık hakkında yazılı şekilde tefeciliğe yardım etme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi 5237 sayılı TCK'nin 241/1. maddesinde yer alan ''Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır'' şeklindeki hüküm karşısında, sanık hakkında hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanığın adli sicil kaydında yer alan Dörtyol 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/655 Esas, 2013/117 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Kararın CMK'nin 231/11. maddesi gereğince ele alınması için ilgili mahkemeye ihbarda bulunulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 01/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.