Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/7903 Esas 2014/12042 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7903
Karar No: 2014/12042
Karar Tarihi: 30.06.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/7903 Esas 2014/12042 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalının borçlu şirkete ait olduğunu iddia ettiği yerdeki menkulleri haksız yere haciz ettiğini ve bunun sonucunda da çek ile ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek istirdat davası açmıştır. Davalı ise, davacı ve borçlu şirketin birlikte hareket ettiklerini ve açılan istihkak davasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, davacının açtığı istihkak davasının reddedilmesi ve BK'nın 179. maddesi hükmünün dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacının açtığı istihkak davasının sonucu bu davanın sonucunu doğrudan etkileyeceğinden, istihkak davasının kesinleşmesi beklenerek karar verilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Bu nedenle, hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 179. maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2014/7903 E.  ,  2014/12042 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 20/06/2013
    NUMARASI : 2010/380-2013/360

    Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalının dava dışı G... Gıda San. Ve Tic. A.Ş. hakkında icra takibi başlattığını, ancak takip talebinde borçlu şirketin adresi farklı olmasına rağmen davalının 03/03/2010 tarihinde müvekkilinin şirketine geldiğini ve borçlu şirketin isim ve ambleminin yer aldığı ambalajlar ve bir kısım evrakların haciz mahallinde bulunduğunu belirterek söz konusu yerin borçlu şirkete ait olduğundan bahisle haciz işlemleri gerçekleştirdiğini, bu yerin ve borçlu şirkete ait menkullerle bir kısım ürünlerin haciz işlemlerinden önce borçlu şirketten satın alındığını, buna ilişkin belgeler dosyaya sunulmuş ise de davalı-alacaklı vekilinin hukuka aykırı talebi ile haciz işlemlerinin tamamlandığını, haciz işlemi sırasında istihkak iddiasında bulunduklarını, buna ilişkin istihkak davasının devam ettiğini, müvekkilinin haciz ve muhafaza tehdidi altında 138.531,75 TL bedelli çek ile ödeme yapmak zorunda kaldığını, çek bedelinin ödendiğini belirterek 138.531,75TL"nin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu hacze ilişkin açılan istihkak davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca tarafları ve konusu aynı olan diğer bir çek alacağı ile ilgili yapılan haciz işlemine ilişkin açılan istihkak davasının davacının BK"nın 179.maddesi kapsamında sorumluluğu bulunduğundan bahisle reddine karar verildiğini, haciz mahallinde borçluya ait tespit edilen evrakların ve özellikle de borçlu şirket adına üretim izninin ve ürünlerde de borçluya ait ticaret ünvanının kullanılmasının davacı ve borçlunun birlikte hareket ettiklerini teyit ettiğini, davacı ve borçlu arasında borcun doğumundan kısa süre önce düzenlenen faturaların gerçeği yansıtmadığını, ayrıca 21/04/2009-20/07/2009 tarihleri arasında davacının ve borçlu şirketin aynı anda bu adresi şirketlerinin adresi olarak gösterdiklerini, ayrıca borçluya ait 18/09/2009 tarihli tahakkuk fişi ve sigortalı hizmet listesinde borçlunun adresinin yine bu adres olarak gösterildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; tarafların iddia ve savunmalarının, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelerin, davacı tarafça açılan istihkak davasının reddine ilişkin kesinleşen icra mahkemesi kararının ve gerekçesinin, borçlu ile davacı arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin ve BK"nın 179.maddesi hükmünün dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı tarafından haksız olarak yapıldığı iddia edilen 03/03/2010 tarihli haciz işlemiyle ilgili olarak davacı tarafından açılmış olan İstanbul 3.İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2010/967 esas sayılı istihkak davasının sonucu iş bu davanın sonucunu doğrudan etkileyeceğinden söz konusu istihkak davasının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara