Esas No: 2021/9096
Karar No: 2022/6495
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/9096 Esas 2022/6495 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2021/9096 E. , 2022/6495 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında hükmolunan sonuç cezanın adli para cezası olduğu nazara alındığında, TCK'nin 53. maddesine ilişkin olarak Anayasa Mahkemesinin iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi gerektiğine dair tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2008 tarihli ve 2008/149-163 E.-K. sayılı Kararında da belirtildiği gibi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK'nin 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesinin zorunlu bulunduğu nazara alınarak; 5271 sayılı CMK'nin 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de; bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliğine veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada maddi bir zararın bulunması gerektiği, keza Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, CMK'nin 231/6-c maddesinde düzenlenen "giderilmesi gereken zarar" kavramının, somut, belirlenebilir maddi zarar olduğu, buna karşın yargılama konusu olayda katılanın 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair kararın avukat olan sanık ... tarafından süresinde temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleşmesinde sanık tarafından giderilebilecek maddi bir zararın bulunmadığı gözetilerek, CMK'nin 231. maddesinin uygulanmasına engel sabıkası bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, 231/6. maddedeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin "Müştekinin sanığın eylemi nedeniyle uğradığı zarar ve şartları oluşmadığından" şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık hakkında CMK'nin 231/5. maddesinin uygulanmaması,
Yüklenen suçu TCK'nin 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanun'un 53/5. maddesi gereğince hükümde belirlenen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi yerine, belirlenen gün sayısının yarısından daha az bir süreyle ve aynı madde ve fıkranın "a" bendindeki hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi,
Sanık hakkında tayin edilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının hüküm fıkrasında gösterilmemesi suretiyle TCK'nin 52/3 ve CMK'nin 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa’nın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infazı kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 09/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.