Esas No: 2021/17137
Karar No: 2022/8051
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/17137 Esas 2022/8051 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/17137 E. , 2022/8051 K.Özet:
Sanık, kamu kurum ve kuruluşlarının kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından mahkum edilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda, dolandırıcılık suçuna ilişkin hükmün onanmasına karar verilmiş; ancak, özel belgede sahtecilik suçuna ilişkin hüküm bozulmuştur.
Bozmaya sebep olan nedenler ise şunlardır:
1. sanığın yapılan kamu davasında özel belgede sahtecilik suçundan mahkum edilmesi, Elektronik Haberleşme Kanunu’ndaki özel hüküm niteliğindeki düzenlemelerin göz ardı edilmesi,
2. yürürlükten kaldırılan Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekliliği,
3. zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, ancak belge sayısının temel ceza belirlenirken dikkate alınması gerekliliği,
4. tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK’nin 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmaması gerekliliği,
5. TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerekliliği.
İlgili kanun maddeleri ise şunlardır:
- TCK’nin 58. maddesi: Tekerrür
- T
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşları, vb. Tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
A)Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz incelemesinde;
Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, TCK’nin 58. maddesi hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulama yönünden Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiillerin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA,
B)Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1)Sanığın, katılanın kimlik bilgilerini kullanarak, katılanın bilgisi ve rızası dışında katılan adına Türk Telekom' dan 2 adet sabit hat telefon aboneliği sözleşmesi düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; suç ve hüküm tarihinden önce 10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun’un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan, aynı Kanun’un 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri ile TCK'nin 7. maddesi karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme uyarınca sanığa ön ödeme önerisinde bulunulup sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
2)Sanığa isnat edilen ve adli para cezasını gerektiren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesinde düzenlenen suç yönünden ön ödemenin gerçekleşmemesi halinde; hükümden sonra, 16.03.2021 tarihi ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarih,2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan ibaresinin, basit yargılama usulü yönünden hükme bağlanmış Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3)5237 sayılı TCK'nin 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmiş olması nedeniyle aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağının bulunmadığı, somut olayda suça konu ... ve ... numaralı hatlara ilişkin telefon aboneliği sözleşmelerinin tarihsiz olduğu, başvuru yapılan bayi tarafından düzenlenen telefon aboneliği müşteri evrakları teslim ve kontrol tutanağına göre ise suça konu abonelik sözleşmelerinin başvuru tarihinin 28.09.2010 olduğu, bu nedenle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, ancak belge sayısının temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınacağı gözetilmeden, suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK'nin 43. maddesi uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
4)Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK’nin 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,
5)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerekliliği,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 11.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.