Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/7892 Esas 2014/11819 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7892
Karar No: 2014/11819
Karar Tarihi: 26.06.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/7892 Esas 2014/11819 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, senedin ciro yoluyla kendisine devredildiğini ve senetle ilgili ilişkisini bilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, senedin keşidecisinin davacı olduğunu, senetle icra takibine başlanan kişinin ise davalı olduğunu ve senetteki tahrifat iddiasının herkese karşı ileri sürülebileceğini belirterek davacının senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar vermiştir. Ayrıca takibin haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir. Kararda, senedin ciro edildiği kişi ile senet borçlusunun aynı olması durumunda belgenin senet niteliği taşımayacağı, senetin senet niteliği taşıdığı durumlarda ise borçlu olmanın kabul edilebileceği vurgulanmıştır. Kararda, Borçlar Kanunu'nun senet hükümleri ve işlem hileli olduğunda tazminat hükümleri konularına açıklık getirilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2014/7892 E.  ,  2014/11819 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya teminat olarak verdiği senedin bedel kısmına 100.000 yazılıp, alacaklı kısmındaki “...” ismi çizilerek “...” adı yazılıp, senedin solundaki teminat ibaresi kısmı da kesilerek belgeye bono görünümü verilerek davalı yanca aleyhe icra takibine başlandığını belirterek, icraya konu senet ve takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin senedin ciro yolu ile hamili olduğunu, senet alacaklısı ile borçlusu arasındaki ilişkiyi bilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, icra takibine konu senedin keşidecisinin davacı ... olduğu, lehtar hanesinde yer alan “...” yazılı ismin çizilerek “...” adının yazıldığı, ..."ın ciro eden olup, davalı ..."ın senetle icra takibine başlandığı, senetteki tahrifat iddiasının herkese karşı ileri sürülebileceği, “...” ismi çizilerek “...” isminin sonra yazılı olduğu halde senet keşidecisinin bunu imzası ile onaylamaması nedeniyle senet arkasındaki ciro imzasının da bir hükmünün olmayacağı ve lehdar hanesindeki “...” adının çizilmemiş olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda da senet lehtarı ile senet borçlusunun aynı olması karşısında belgenin senet niteliği taşımayıp, davacı yönünden hükümsüz olduğu, ... ile ..."ın kardeş olup, senedin aradaki ilişki bilinerek ciro yoluyla devredildiği, dinlenen tanıkların da senedin davalının kızının kaçırılması olayından dolayı şikayetten vazgeçmesi ve ileride nikah yapma koşulu ile düzenlediğini beyan ettiklerini bu durumda davacının senet nedeniyle borçlu olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının icraya konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara