Esas No: 2012/7375
Karar No: 2014/4260
Karar Tarihi: 01.04.2014
Cinsel saldırı - hayasızca hareketlerde bulunma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/7375 Esas 2014/4260 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel saldırı, hayasızca hareketlerde bulunma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.11.2006 gün ve 2006/213-229 sayılı Kararında ayrıntısı açıklandığı üzere; CMK.nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri gereğince kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve başvuru şeklinin açıkça gösterilmesi gerektiği, aksi halde aynı Kanunun 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenlerinin oluşacağı, 17.06.2010 günlü kararda ise kanun yolu başvuru şeklinin hiç gösterilmeyerek anılan hükümlere aykırılık yapıldığı anlaşıldığından, temyiz isteminin süresi içinde yapıldığı kabul edilerek mahkemenin temyiz isteminin reddine dair 05.07.2010 günlü Ek Kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık hakkında cinsel saldırı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında hayasızca hareketlerde bulunma suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Dosya kapsamı ve mahkemenin kabulüne göre; sanığın alenî olan sokakta önünden pantolonunu indirip cinsel organını çıkararak katılana gösterip, aynı zamanda cinsel organını eli ile okşayıp, katılana öpücük atması şeklindeki eyleminin TCK.nın 105. maddesinde öngörülen cinsel taciz ve 225. maddesinde öngörülen alenen hayasızca harekette bulunma suçlarını oluşturduğu; tek eylemle birden fazla suçun oluşmasına yol açması nedeniyle sanık hakkında TCK.nın 44.maddesi uyarınca fikri içtima kuralları gereğince bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören TCK.nın 105. maddesinin uygulanması gerektiği ve cezanın belirlenmesi esnasında da 225. maddedeki cezanın alt sınırının 105. maddedeki cezanın alt sınırından daha fazla olması karşısında, hakkaniyet gereği 105. madde ile belirlenen cezanın 225. maddede öngörülen cezanın alt sınırından az olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği de gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşülerek hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.