19. Hukuk Dairesi 2014/8703 E. , 2014/11769 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2011/196-2013/125
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten 1999-2002 yılları arasında 14 kez, karşılığında bono imzalayarak yaklaşık 8.569,00 ABD Doları nakit para aldığını, borç para alışverişi ve bonoların imza edilmesi sırasında davalının müvekkiline hile ile imzalattığı bir bonoyu 30.000 ABD doları yazmak suretiyle sonradan doldurduğunu ve ciro yolu ile diğer davalı Ş.. G.."e devrettiğini, dava konusu bononun kötü niyetli bu davalı tarafından takibe konulduğunu, müvekkilinin dava konusu bonoyu davalı şirketin hileli davranışı ile imzaladığını, diğer davalı Ş.. G.."ün iyiniyetli hamil olmadığını belirterek, dava konusu bonodan dolayı davalılara borçlu olunmadığının tespiti ile teminat olarak icra takip dosyasına yatırılan ve alacaklı vekilince tahsil edilen 8.010,00 TL"nin istirdatına, davalılar aleyhine % 40"tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu bonodaki imzanın davacıya ait olması sebebiyle hile ya da ikraha dayanarak menfi tespit davası açılmasının mümkün olmadığını, davacının dava konusu bononun hileyle alındığını ileri sürerken, müvekili şirketten maddi sıkıntı nedeniyle borç aldığını ve karşılığında senet imzaladığını ikrar ettiğini, müvekkili Ş.. G.."ün ciranta olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, senedin hile ile davacıya imzalatıldığının ispatlanamadığı, senedin hükümsüzlüğünden ve bedelsizliğinden kaynaklanan def"ilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olmasının ve bunun da ispatlanmasının gerektiği, ancak bu hususun ispat edilemediği, davacı tarafın karşı tarafa yemin teklif etmediği, tüm dosya kapsamına göre, davacının dava konusu bonoyu hileye maruz kalmadan serbest iradesi ile imzaladığı sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu bono "malen" kaydı ile düzenlenmiş olup, lehtar davalı Ö.... İnşaat A.Ş."dir. Davalı vekili, dava konusu bononun davacıya verilen borç para karşılığı alındığını bildirerek bononun "malen" olan düzenlenme nedenini "nakden" olarak talil etmiş olup, bu durumda ispat külfeti davalı Ö.... İnşaat A.Ş."ne geçmiştir. Hal böyle olunca, davalı şirketin davacıya nakit para vererek dava konusu bononun alındığını ispat etmesi gerekli olup, öncelikle bu konu irdelenip tartışıldıktan sonra, şayet davalı şirketin alacağını kanıtlayamaması durumunda, hamilin iyiniyetli olup olmadığının tartışılması gereklidir. Bu yönler gözetilmeden, delil takdirinde hataya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.